Yazın adalarını gezmekten kendisini görmeye bir türlü fırsat bulamadığımız ama daima aklımızın bir köşesinde duran Yunanistan’ın başkenti Atina! Antik Yunan’ın sembolü, burnumuzun dibindeki güzel mi güzel bu şehre sonunda yolumuzu düşürebildik ve ilk günün sonunda çok net bir şekilde anladık ki gelmeyi bunca zaman ötelemekle biraz hata etmişiz. Antik dönem izleri, tarihi güzellikleri ve kışın bile yemyeşil olmayı başaran tatlı şehir dokusu ile bizim için ‘İzmir gibi ama değil gibi’ bir yer burası!
Sokaklarında yürürken hissettiğiniz Ege sıcaklığı, hep balkonlu ve çiçekli evleri, çok lezzetli mekanları, geceleri dahi bitmeyen enerjisi ile Atina’ya bayıldığımızı söyleyebiliriz! Üstelik; gezilecek yeri bol, deneyecek mekanı çok ve diğer Avrupa şehirlerine kıyasla turistik aktiviteden konaklamaya, hatta uçak biletine kadar daha ekonomik bir rota! İstanbul’dan 1,5 saatte varacağınız, mükemmel bir hafta sonu rotası olabilecek, yazın da az bilinen Yunan Adaları gezisi ile birleştirebileceğiniz Atina’yı övmeyi artık bir kenara bırakıyorum ve hızlıca Atina Gezi Rehberi’mize başlıyorum!
ATİNA’DA GEZİLECEK YERLER
#1 AKROPOLİS:
Antik Yunan’ın sembolü olan Atina Akropolisi, Atina şehir merkezini gören bir tepede kurulmuş tarihi bir hisar. Yüksek şehir anlamına gelen akropolisler arasında, Atina’dakinin yeri ise apayrı ki zaten gördüğünüz anda da neden böyle olduğunu hemen anlıyorsunuz. Atina Akropolisi’nde bugün gezilebilen yapılar devlet adamı Perikles ile MÖ 5. yüzyıldan itibaren yapılmaya başlanmış. 1987’de UNESCO tarafından koruma altına alınan bu bölge, uzun yıllardır da restorasyon aşamasında ve çalışmalar halen bölüm bölüm devam ediyor.
#iyibilgi: Atina Akropolisi’nin şehrin mümkün olan her yerinden görünebilmesi için Atina merkezinde 17,5 metreden uzun bina yapılması yasaklanmış.
Akropolis’te görebileceğiniz yapıları özetlemek gerekirse:
Herades Atticus Odeon: Akropolis’e çıkarken, gişelerden önce karşınıza çıkacak olan bu tiyatro, 161 yılında yapılmış ve 1950’de restore edilmiş. Odeon, Atina hayırsever ve senatör Herades Atticus tarafından eşinin anısına yaptırılmış. Wowww………
Propylaia: Akropolis’in giriş kapısı olan Propylaia, Antik Yunan mimarisinde anıtsal geçit anlamına geliyor. Buradaki Propylaia da bu yapı türünün en iyi örneklerinden.
Parthenon: Akropolis içindeki büyük sütunlu yapı olarak özetleyeceğimiz Parthenon, aslında hepimizin Atina deyince gözlerinin önüne gelen ilk görüntü. MÖ 5. yüzyılda inşa edilen bu tapınak, Antik Yunan’dan günümüze uzanan yapılar arasında en iyi bilineni. Dor stilindeki Parthenon, Atina demokrasisinin sembolü, Antik Yunan döneminin en büyük eseri ve Yunan sanatının en üst noktası olarak kabul ediliyor.
Erekhtheinon: MÖ 5. yüzyılda tamamlanmış bir diğer tapınak da Athena ve Poseidon tanrılarına adanan Erekhtheinon. Tapınak, yıllar içinde kilise ve saray olarak da kullanılmış.
Athena Nike Tapınağı: Propylaia’dan Akropolis’e girerken sağ tarafta göreceğiniz Athena Nike Tapınağı, tamamen İyon stilinde yapılan ilk tapınak olma özelliğini taşıyor ve bu stilin en iyi örneklerinden biri olarak kabul ediliyor.
Dionysos Tapınağı: Akropolis’in güneyinde yer alan bu tiyatro da bu tur esnasında görülebilir; ancak Herades Atticus Odeon’dan farklı olarak günümüzde yıkılmış durumda.
#2 PHILOPAPPOS TEPESİ:
Şehri panoramik izlemeyi ve manzara noktalarını seviyorsanız, Akropolis’e gelmişken Philopappos Tepesi’ni de listenize alın. Akropolis gezisi sonrası, çıkış noktasından tam karşıya baktığınızda bu tepeyi göreceksiniz. Tepe dediğime bakmayın; çıkması merdivenleri sayesinde çok kolay. Buradan şehir merkezini ve Atina’nın simge mimarileri, hem de Akropolis’i güzelce fotoğaflayabilirsiniz.
#3 ANAFIOTIKA:
Plaka bölgesini Akropolis’e bağlayan Anafiotika bölgesi için Atina’nın eski şehir merkezlerinden biri diyebiliriz. Atina’da old town dokusu görebileceğiniz mahalle çok az, Anafiotika da bunlardan biri. Renkli pencereli taş evlerin sıralandığı dar sokaklardan Akropolis’e çıkmak gerçekten çok keyifli. Bu sırada, bol bol fotoğraf çekeceğinize de eminim.
#4 AKROPOLİS MÜZESİ:
Akropolis’in ve müzenin günümüzde bulunduğu noktadaki kazılardan çıkarılan kalıntıların, eserlerin ve taş işçiliklerinin sergilendiği müze. Müzenin modern mimarisi şehirle bir zıtlık içinde olsa da bizce Atina’ya çok yakışmış. Özellikle, bu bölgede kazılar devam ettiği için düşünülen cam zemin de gezerken güzel bir detay oluşturuyor. Böylece, müzede gezerken kazı çalışmalarını da görebiliyorsunuz.
Müzenin 1. katında heykellerin bulunduğu bölüm sunum ve dizilim açısından bizim en sevdiğimiz alan oldu. Ek olarak, müzenin en üst katındaki Akropolis alanında Akropolis’in anlatıldığı bir film yayınlanıyor. Bu kısa filmi izlemek de Akropolis’i tanımak için faydalı olur. Müzeye giriş ücreti kişi başı €10, müze Cuma günleri 22:00’ye dek açık. Akşam gezintisi için harika bir fırsat!
#5 PLAKA:
Atina’nın en güzel bölgelerinden biri Plaka. Zaten hangi Atina yazısına baksanız, bu bölge mutlaka görülecek yerlerden biridir. Arnavut kaldırımlı eski şehir sokakları arasında pastel renkli tarihi dokulu evler, Atina’nın popüler kafeleri ve restoranları, tasarım mağazaları, fırınlar ve seramikçiler kolayca dikkatinizi çekecek. Ayrıca, Atina’yı yaz döneminde ziyaret edecekler, Plaka’daki açık hava sinemalarına da bir göz atabilir bizce. Plaka sokakları arasında çıkılacak birkaç saatlik yürüyüş, bu şehrin olmazsa olmazı!
#6 PSIRI:
Atina’nın artistik mahallesi Psiri; sokak sanatıyla dolu sokakları ve gece hayatıyla ünlü. Psiri sokakları arasında Atina’nın en güzel tavernalarını, barlarını bulabilirsiniz. Bölgenin sanatçı ruhuna denk düşen tasarım mağazaları da Psiri’nin diğer güzelliği. Bir akşam yemeği rezervasyonunu bu civarda yapıp akşamüstü gezintisi ile birleştirerek Psiri’nin keyfini çıkarmayı unutmayın!
#7 EXARCHIA:
Exarchia, Atina’da radikal siyasi aktivizmin ve anarşizmin merkezi. Exarchia sınırlarına girdiğiniz an, Plakave Psiri gibi bölgelerden keskin bir geçiş yaptığınızı hissediyorsunuz. Bu noktada Exarchia sokaklarındaki graffitiler de size bir hayli yardımcı oluyor zaten. Tüm Atina’da gezip gördüğümüz yerlere kıyasla oldukça farklı ve orijinal bir mahalle. Buraya kadar gelmişken, Exarchia’yı mutlaka ziyaret etmenizi öneririz. Siyasi kimliğinin yanı sıra bu bölgede çok iyi fırınlar ve kahveciler de bulunuyor; üstelik fiyatlar da diğer bölgelerden uygun. Exarchia’da, polis tarafından öldürülen Alexandros Grigoropoulos anıtının yanında, Yunanistan’ın kardeşi olarak gördüğü Berkin Elvan duvarını da görebilirsiniz.
#8 ULUSAL ARKEOLOJİ MÜZESİ:
Exarchia gezisi sonrası, yakınlarında uğrayabileceğiniz bir diğer yer Ulusal Arkeoloji Müzesi. Dünyanın en büyük Eski Yunan sanatı müzelerinden biri olan Ulusal Arkeoloji Müzesi, tarih öncesi dönemden Geç Antik Çağ’a, kazılardan çıkarılan kalıntılara ve eserlere ev sahipliği yapıyor. Müze, sadece Atina’yı değil, tüm Yunanistan’ı kapsadığı için içeride tarihi ve coğrafyayı geniş ölçüde ele alan birçok eser görmek mümkün. Giriş ücreti €6, bahçesinde de fiyatları Atina ortalamasının biraz yukarısında olan çok keyifli bir kafe bulunuyor. Müzeye girmeseniz dahi mimarisini görmek ve kafesinde keyiflenmek için buraya gelebilirsiniz.
#9 MONASTİRAKİ MEYDANI:
Atina’nın en kalabalık yerlerinden biri şüphesiz Monastiraki Meydanı. Meydanın çevresi, Atina’da alışveriş için gelebileceğiniz yerlerden ve çok sayıda mağazaya, butiğe ve bit pazarına ev sahipliği yapıyor. Çevresindeki tarihi yapılarla beraber farklı bir havası olduğunu söyleyebiliriz. Monastiraki Meydanı’nın çevresindeki yerler için aşağıdaki 3 başlığa göz atabilirsiniz.
#10 TZİSDARAKİS CAMİİ:
Monastiraki Meydanı’nın hemen ortasında yer alan (Cizderiye) Tzisdarakis Camii, 1759’da Osmanlı tarafından yapılmış. Cami inşaatının bir kısmında hemen arkasında yer alan Hadrian Kütüphanesi’ne ait bir sütun kullanıldığı için caminin uğursuzluk getireceğine inanılmış. Osmanlı Devleti Atina’dan çıktıktan sonra, cami ibadete kapatılmış ve yıllar içinde farklı amaçlarla kullanılmış. Zaten gittiğinizde göreceğiniz üzere, caminin bir minaresi de bulunmuyor. Günümüzde de aktif değil, Yunan Halk Sanatları Müzesi’nin ek binası olarak hizmet veriyor.
#11 HADRİAN KÜTÜPHANESİ:
Tzisdarakis Camii’nden devam edince göreceğiniz sütunlu yer Hadrian Kütüphanesi. MS 132 yılında, Roma İmparatoru Hadrianus tarafından yaptırılan bu antik kütüphanede okuma odaları ve konferans alanları bulunurmuş. Hala çok görkemli göründüğünü söylemek mümkün. Etrafı demir çitle çevrili; ancak dışarıdan görülebiliyor. İçini gezmek isterseniz sadece burası için bilet alabilirsiniz ya da Atina’nın 7 antik bölgesi içinde geçerli ‘combined ticket’ ile burayı da gezebilirsiniz.
#12 ATİNA AGORASI:
Atina’da en sevdiğimiz yerlerden birisi Atina Agorası oldu. Ancient Agora, Atina’nın en önemli şehir devleti olduğu zamanlarda şehrin merkezi ve toplanma yeriymiş. MS 6. Yüzyıla dek de Akdeniz’in kültür ve eğitim merkezi olarak kullanılmış. Aktif olduğu dönemde; içinde kütüphane, odeon, çok sayıda tapınak, fikir tartışma ve buluşma için yapılan alanlar ve agoranın yayıldığı tüm alanda çok sayıda sanat eserine ev sahipliği yapıyormuş. Özetle; Atina Agorası, ticari, siyasi, kültürel, sosyal ve dini yönlerden toplumu hep bir araya getiren bir noktaymış.
Hephaestos Tapınağı: Agora içindeki bu tapınak, Yunanistan’daki klasik tapınaklar arasında günümüze dek en iyi korunabilmiş olanı. Tip olarak Akropolis’teki Parthenon’u andırsa da ondan daha küçük bir yapı ama gerçekten de göz alıcı. MÖ 5.yüzyılda yapılmış, Hephaestus ve Athena tanrılarına adanmış.
Nymphaion Kilisesi: 11.yüzyılda yapılmış bir Bizans kilisesi, yine Atina Agorası içinde. Çeşme kalıntıları üzerine yapılmış ve adı da antik dilde çeşmeden geliyor.
Attalos Stoası: Bergama’ya gitmiş olanlara tanıdık gelecek bir isim Attalos. Atina Agorası için Bergama Kralı Attalos tarafından yapılan bu kapalı galeri işlevindeki stoa, günümüzde agora alanından çıkarılan eserlerin sergilendiği bir müze olarak kullanılıyor.
#13 ERMOU CADDESİ:
Atina’da alışveriş söz konusu ise adresimiz direkt olarak Ermou Caddesi ve civarı. Uzun cadde boyunca sağlı sollu şekilde, yerel ve uluslar arası markaların mağazaları Ermou’da bulunuyor. Mağazaların yanı sıra cadde üzerinde ve Ermou’ya paralel sokak aralarında turistik kafe ve restoranlar da var. Ermou, Syntagma Meydanı’ndan başlayıp Monastiraki Meydanı’na kadar uzanıyor.
#14 SYNTAGMA MEYDANI:
Atina’nın her anlamda merkezi diyebileceğimiz nokta Syntagma Meydanı. Parlamento Binası’na ev sahipliği yapan, Eski Kraliyet Sarayı’na komşu olan meydanda şehrin en lüks ve en pahalı oteli olan Grande Bretagna Oteli de yer alıyor. Syntagma’yı Monastiraki çevresinde gezeceğiniz günün listesine alabilir, Monastiraki’den Ermou’ya, oradan da Syntagma Meydanı’na gelebilirsiniz.
Söz konaklamaya gelmişken; ATİNA’DA NEREDE KALINIR | ATİNA OTEL TAVSİYELERİ
#15 ROMA AGORASI:
Atina Agorası’na yürüme mesafesindeki Roma Agorası, adı üzerinde Roma Dönemi’nde, Romalılar tarafından yapılmış. 19. yüzyıla dek Atina’nın ticari merkezi olan agorada, sekizgen rüzgar kulesi ve agora avlusu bizim en çok dikkatimizi çekenler oldu. Ayrıca, 1456’da Osmanlı Devleti tarafından Atina fethi sonrası yapılan Fethiye Camii de burada yer alıyor. Fatih Sultan Mehmet’in isteği üzerine yapılan camii, öncesinde aynı yerde var olan kilise kalıntıları üzerine yapılmış. Atina’nın 7 arkeolojik alanında geçerli combined ticket ile buraya girebilir veya girişinden ayrıca tek bilet alabilirsiniz.
#16 HADRIANUS KEMERİ:
MS 132 yılında Roma İmparatoru Hadrianus tarafından yaptırılan bu kemer, Hadrianus’un kente olan katkılarını kutlamak amacıyla yaptırılmış. Arkasındaki park ile birlikte gerçekten de etkileyici bir yapı; ama söz konusu Hadrianus olunca insan Antalya’daki Hadrianus Kapısı’nı anmadan geçemiyor tabii. 🙂
#17 OLIMPOS ZEUS TAPINAĞI:
Hadrianus Kemeri’nde sonra görebileceğiniz Olimpos Zeus Tapınağı’nın yapımı oldukça uzun sürmüş. Hadrianus döneminde tamamlanabilen bu Antik Yunan tapınağı, bittiğinde 104 sütunuyla o dönemde Yunanistan’ın en büyük tapınağı olmuş. Günümüzde yalnızca birkaç sütundan oluşan kalıntıları ile görülebilse de konumuyla halen dikkat çekici.
#18 PANATHENAIC STADIUM:
Sıra geldi Atina’nın en görkemli mimarilerinden biri olan Panathinaiko Stadyumu’na. 1896’da ilk Olimpiyat oyunlarına ev sahipliği yapan bu stadyum, tamamı beyaz mermerden oluşan mimarisi ile öne çıkıyor. Stadyum antik dönemde inşa edildikten sonra, MÖ 329 yılında bugünkü formunu almasını sağlayan beyaz mermerle baştan sonra yenilenmiş ve 140 yılında da genişletilerek 50.000 kişilik kapasitesine ulaşmış. Bu görkemli stadyumu gezmek isterseniz giriş ücreti €10.
#19 KOLONAKİ:
Sessiz sakin ortamı ve merkezden biraz uzaktaki konumu ile Kolonaki, Atina’nın Lycabettus Tepesi yamacında kurulmuş nezih ve lüks mahallesi. Atina’nın merkez kalabalığından uzaklaşıp şehrin başka bir yüzü ile tanışmak için şık mekanların, müzelerin, ünlü restoranların ve lüks markaların mağazalarının bulunduğu Kolonaki’ye başlı başına bir gün ayırmak lazım. Kolonaki lüks ortamının yanı sıra müzeleri ile de oldukça ünlü. Bu bölgede gezebileceğiniz müzeler arasında; Benaki Museum, Goulandris Museum of Cycladic Art, Museum of the History of Greek Costume, Theater Museum, Byzantine Museum ve War Museum of Athens yer alıyor.
#20 LYCABETTUS TEPESİ:
Atina’yı tepeden izleyebileceğiniz manzara noktalarının en ünlüsü Lycabettus Tepesi. 300 m yüksekliğindeki bu tepenin zirvesinde St. George Şapeli ve şapelin altında da manzara terası yer alıyor. Lycabettus Tepesi’ndeki manzara tepesi, Atina’nın ana turistik aktivitelerinden biri olmuş durumda, özellikle de gün batımı saatlerinde. Lycabettus’a çıkması, şehri fotoğraflaması ve inmesi derken biraz zaman gerekeceği için bu aktiviteyi Atina’ya günlerin uzun olduğu yaz mevsiminde gelenler için öneririz. Teras noktasından Atina’yı geniş ölçüde izleyebiliyorsunuz, Akropolis’i ve Pire limanındaki gemileri görmeniz bile mümkün. Tepede bir restoran da bulunuyor.
#21 BENAKİ MÜZESİ:
Neoklasik bir konakta yer alan bu müze, Yunanistan’ın tarihini ve kültürünü antik dönemden modern çağa dek seramiklerden mücevherlere, el yazmalarından eşyalara ve kostümlere kadar çok çeşitli eserlerle geniş bir skalada işliyor. Benaki Yunan Kültürü Müzesi’nde Bizans sanatı, Asya sanatı ve İslam sanatı için ayrılmış bölümler de dikkat çekici. Müze, Atina’nın en iyi müzelerinden biri olarak kabul ediliyor, giriş ücreti €12 ancak kış döneminde %20 indirim uygulanıyor.
#22 KİKLAD SANAT MÜZESİ:
Ege Denizi’ndeki Kiklad Adaları’ndan anlayacağınız gibi, Ege ve Kıbrıs’taki antik uygarlıkları konu alan ve bu uygarlıkların sanata bakış açısına odaklanan bir sanat müzesi. Yine bir neoklasik yapıda yer alan Kiklad Sanat Müzesi’nde, kazılarda çıkarılan eşyalar, objeler, figürler, mermer işleri ve kalıntılar eşliğinde Naxos, Antiparos, Santorini gibi Kiklad Adaları’nda yaşayan toplulukların hikayesinde eski bir yolculuğa çıkıyoruz. Müzeye giriş kişi başı €12.
#23 PİRE LİMANI:
Atina’da bol vaktiniz varsa veya gelmişken yakında başka bir şehre daha gidip bir de üzerine liman havası alayım diyorsanız, Atina’ya arabayla 20, toplu taşıma ile 30 dakika uzaklıktaki Pire’yi listenize ekleyebilirsiniz. Yunanistan’ın en önemli limanlarından birine ev sahipliği yapan Pire, özellikle yaz aylarında hem deniz turizmi hem de liman bölgesindeki ünlü balık restoranları ile Atinalılar tarafından sıkça tercih edilen yakın rotalardan. Syntagma Meydanı’ndan kalkan 040 numaralı otobüsle veya M1 metrosu ile Pire’ye gelebilir, Pire limanı ve marina arasında yürüyüş yaparak marina çevresindeki mekanlarda Atina’ya kısa bir mola verebilirsiniz.
Pire Limanı ile Atina Gezi rehberimizin sonuna geliyoruz, tüm gezi notlarımıza Instagram’da @nesemcelikkaya hesabından ulaşabilirsiniz.
Diğer Atina Yazıları: