Journavel Okurları Gururla Sunar;

Sonbaharı kucakladığımız bugünler seyahat severler için de ayrı bir önem taşıyor. Yaz sıcaklarının bir sonraki seneye kadar uğurlandığı, turist kalabalıklarının azaldığı, gezmek için haliyle daha ekonomik ortamların oluştuğu sonbahar mevsimi sadece günlük yaşamın değil, seyahatlerimizin de favorisi. Yaz aylarında sokaklarında yürünemeyecek, önünde fotoğraf çekilmeyi bırakın, mimariyi bile seçtiremeyecek düzeyde kavimler göçünden hallice turist kafilesi ağırlayan Avrupa şehirlerinin sonbaharda ‘daha gezilesi’ olduğu hepimizin malumu.

Esas sezonun Eylül ortası itibariyle sona ermesinden sebep, yolcu sayılarındaki azalmalar da yine en çok seyahat severlere yarıyor. Eh, sonuçta uçak biletlerindeki fiyat düşüşlerini iyi değerlendirmek gerek. Biz de Journavel okurları ile bir araya geldik ve sonbaharın sarı yapraklarıyla süslü ılık havasında, belki de biraz yağmurunda, ekonomik fiyata uçarak gidilebilecek, üzerine bir de daha uyguna gezilebilecek 12 Avrupa şehrini listeledik. Hadi gelin bakalım; bu sefer istikamet sonbaharda gezilecek en güzel Avrupa şehirleri!

Sonbahar’da Gezilecek 12 Avrupa Şehri

 #1 Paris, Fransa:

@nesemcelikkaya ve @ajlangundogdu önerisiyle,

Paris, en sevdiğim şehirlerden biri. Burası, yılın her gününü ayrı güzellikte sunacak kadar mevsimsiz, ancak sonbahar aylarında bambaşka. Paris ile buluşmalarımız iki seferde de sonbahar aylarına denk geldi; iyi ki de öyle olmuş. Herhangi bir günde bile fazlasıyla baş döndürücü olan bu Fransız şehrini sapsarı yaprakları her sokağına dağılmış şekilde, romantizm rüzgarları eşliğinde gezmek insanı ayrı mutlu ediyor.

Tuileries Bahçesi, Paris

Paris; Fransa’nın kuzeyinde, Seine Nehri’nin ise hemen yanında uzanıyor. UNESCO Dünya Mirası listesindeki Seine’nin köprülerinde yürüyerek kültürden sanata açılan bir rüyada gezintiye çıkacağınız Paris, hayal ettiğinizden bile güzel olan manzaralarıyla romantik olduğu kadar da realist. Bazıları için ‘çok abartılacak bir şeyi yok’ olsa da siz nasıl gezeceğinizi bilirseniz, buranın kalbinizde özleyecek çok an biriktirip döneceğiniz bir şehir olarak kalacağı kesin.

Değerli müzeleri, geniş bahçeleri, sarayları, renkli sokakları, Parizyen mekanları, hipster semtleri ve tabii ki Disneyland’ı ile unutulmayacak bir sonbahar rotası arıyorsanız, doğru şehri düşünüyorsunuz demektir.

Paris’te Gezilecek Yerler I: Eyfel Kulesi’nden Disneyland’a yazısı için buraya tıklayın.

Paris’te Gezilecek Yerler II: Notre Dame’dan Marais ve Pompidou’ya yazısı için buraya tıklayın.

Paris’te Gezilecek Yerler III: Montmartre’dan Pere Lachaise Mezarlığı’na yazısı için buraya tıklayın.

Paris’in En İyi 10 Müzesi yazısı için buraya tıklayın.

Paris’te Sonbahar

#2 Roma, İtalya:

@nesemcelikkaya, @haha.0155, @cansudagbagli ve @potentialdead önerisiyle,

İtalya’nın başkenti, Lazio bölgesinin en turistiği Roma; yüzlerce tarihi kalıntısı, sanat kokan sokakları ve lokal renkleri ile tüm gezginlerin bir gün mutlaka uğramak istediği en güzel şehirlerden biri. 3,5 milyonu aşkın nüfusu ve geniş yüzölçümü ile dünyadaki en büyük başkentler sıralamasında en tepede olan Roma; iki bin yılın üzerindeki tarihinde UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan birçok eser, müze, anıt ve alana ev sahipliği yapıyor. Şehrin, Katolik mezhebinin ruhani lideri olan Papa’nın evi Vatikan’ı da çevrelemesi ise en çok ziyaret edilen başkentlerden biri olmasının en büyük nedenlerinden.

Roma’nın bu listede olması pek tabii sürpriz değil. Sanatı sokakta yaşamak isteyenler için büyüleyici bir atmosfer sunan Roma, yürüyerek tümünü gezip görebileceğiniz ender şehirlerden biri. Aynı zamanda en güzel pizzaları tadıp, en iyi Espresso’ları içeceğiniz lezzetli bir İtalyan, Vespa’nıza atlayıp karış karış keşfedeceğiniz kozmopolit bir Avrupalı ve mimiklerini izlerken yorulacağınız lokalleriyle yolunuzun geçeceği en sıcakkanlı şehir. Roma’yı keyifle görmek için 40 dereceleri aşan sıcağından ve aşırı neminden etkilenmeyeceğiniz, fotoğraf çekmek için Asyalılarla birbirinize omuz atmayacağınız bir mevsimden daha güzel ne olabilir?

Roma’da Gezilecek Yerler: 4 Güne 12 Öneri yazısı için buraya tıklayın.

Piazza di Spagna, Roma

#3 Brugge, Belçika:

@nesemcelikkaya, @bavulumdakihikaye, @fulyaninseyahatdefteri, @sibelyarizozbek ve @yalnizerserdar önerisiyle,

Havayolu kampanyaları sağ olsun, Brugge’ü günlerinin en uzun olduğu Haziran ayında gezmiştik. Bir seyahat esnasında bütün gün şehir adımlayanlar ve hava kararınca da üzülenler olarak güneşin gece 10’da batması kadar güzel bir his daha olamaz. Brugge’ü Avrupa’nın en romantik şehirlerinden biri haline getiren ise şüphesiz o mükemmel kanalları, köprüleri ve nostaljik mimari dokusu. Görme şansı bulanların bu şehre en çok yakıştırdığı tanımlama ise ‘masal gibi’ oluşu. Klişeyi bir kenara alırsak, Brugge tam anlamıyla tarihi bir filmin çekildiği koca bir film platosu gibi.

Tabii, Belçika’ya Haziran ve Temmuz aylarında gitmek; koca bir turist yığını ile gezmeyi baştan kabullenmek demek. O yüzden, gün uzunluğundan biraz feragat ederim ama bu şehri de rahat rahat gezerim diyorsanız Brugge için de sonbahar en güzel mevsim olacaktır. Şehrin kızıl mimarisinin sonbahar yaprakları ile süslendiği manzarayı düşünün, bisikletinizi kiraladınız ve sokakları keşfe çıktınız, yorulunca molanızı kanal turu ile yaptınız, akşam üstü keyfi kanala karşı dizilen bira barlarında, tüm gününüzün özeti aslında izlemekten hiç bıkmadığınız o romantik komedi. Sanırım biletleme vakti geldi de geçiyor, biz sizi tutmayalım.

#4 Londra, İngiltere:

@burcumantargundogdu ve @motherandson_ önerisiyle,

Sonbaharı yağmursuz düşünmek pek mümkün olmuyor; yağmurun en çok yakıştığı şehirlerden biri ise Londra. Sadece bu yüzden bile listede yer alabilir, ama onda bundan çok daha fazlası var. İngiltere’nin baş tacı Londra’da sonbahar öyle muhteşem yaşanıyor ki resmi turizm sayfaları ‘visitlondon’ın websitesinde böyle bir başlık bile var. Londra gerçek anlamda bir kültür merkezi, bu misyonu ile onu takip eden birçok şehre de örnek oluyor.

Takvime baktığınızda sadece Ekim ayında 6 festival gerçekleşeceğini ve bu ayı kapsayan onlarca sergi olduğunu görüyorsunuz. Sonbahar, bu şehirde çok seviliyor; çünkü bu 3 ay, kültürel anlamda sizi besleyecek dopdolu bir kış sezonunun habercisi. Sonuçta Londra için sanat; hem galerilerde, hem müzelerde, hem de sokakta karşınıza çıkabilecek olağan bir kavram.

Şehrin mimari güzelliklerini ve tarihi yapılarını bir yana alırsak, British Museum’u, National Gallery’i ve tabii ki Tate Modern’i listeye mutlaka dahil etmeli. Turistik turun ardında, Londra’nın bir romandan resmedilmiş gibi görünen sokaklarını ve renkli mahallelerini de keşfe çıkmadan, buralarda sizi karşılayacak konsept kafelerde bir fincan Americano içmeden, ikinci el pazarlarında saatler geçirmeden, haliyle küçük çapta bir alışveriş komasına girmeden dönülmez. En iyisi para biriktirmeye başlayalım; Pound çok yüksek arkadaşlar.

Sonbaharda Londra

#5 Berlin, Almanya:

@nesemcelikkaya, @sisterstravelsblog ve @celebiambre önerisiyle,

Almanya’nın başkenti Berlin, tarihsel dokusunu çeşitlendiren çokkültürlü ve enerjik yapısıyla mutlaka görülmesi gereken şehirler listesinin daima başlarında gelir. 1961 yılından 1990’a kadar Doğu ve Batı Berlin olmak üzere ikiye ayrılmış olan şehir, 1990 yılında Berlin Duvarı’nın yıkılması ile birleşip Almanya’nın başkenti olarak belirlenmiş. Bu süreçle beraber, II. Dünya Savaşı ile Soğuk Savaş döneminden kalan hasarlarını onarmaya başlayan Berlin; bugün ülkenin medya, elektronik ve bilim devi olmasının yanı sıra çeşitli konseptleri konu alan özel müzeleri ve geçmişini günümüze taşıyabilen sokak ruhu ile tüm dünya için bir kültür merkezi.

Almanya’nın kış aylarındaki dondurucu soğuklarını düşününce, olası bir Berlin gezisi için bahar aylarından daha uygun hangi zaman olabilir ki? Yılbaşı pazarlarını da göreceğim, hem de soğuktan burnum düşse umrumda olmayacak demiyorsanız, ekonomik bir uçak bileti bakmanın vakti de çoktan gelmiş demektir.

Berlin’de Gezilecek Yerler: 3 Günde Berlin Turu yazısı için buraya tıklayın.

Berlin, Almanya

#6 Stokholm, İsveç:

@nesemcelikkaya ve @selinlili önerisiyle,

Bu listede bir İskandinav olmazsa olmazdı. Stokholm; İsveç’in başkenti ve aynı zamanda ülkenin kültür, sanat, siyaset ve ekonomi merkezi. Mälaren Gölü’nün Baltık Denizi ile birleştiği noktada konumlanan şehrin üçte biri su, üçte biri yeşil alan ve geri kalanı da kara ile kaplı. Listemizde olmasının nedeni ise kışın buluştuğu keskin İskandinav soğuğu ile gitmenin ucuz ama gezmenin çok zor oluşu. İskandinavya için yüksek sezon bize göre yaz aylarında başlıyorken, halihazırda yeterince pahalı olan bu şehre sonbaharda giderek gezinizi ekonomik hale getirebilirsiniz ki bu zamanda bile kış başını andıran bir soğuk hava ile geziyor olacağınızı ekleyeyim.

Stokholm’de Sonbahar

Dünyanın en yaşanabilecek şehirleri listesinde daima en üstlerde yer alan Stokholm; çevresinde bulunan çok sayıda adacığın yanında, onları birbirine bağlayan kanal ve köprüleriyle ünlü. Burası, Kuzeyin Venedik’i ve ev sahipliği yaptığı çok sayıda müze, galeri ve sanat alanı ile yalnızca İskandinavya’da değil, aynı zamanda dünya üzerinde de bir kültür başkenti.

Stockholm Rehberi: 72 Saatte Gezilecek Yerler yazısı için buraya tıklayın.

Stockholm’de Düşük Bütçeli Mekan Önerileri yazısı için buraya tıklayın.

Stockholm’de Mutlaka Görülmesi Gereken 10 Müze yazısı için buraya tıklayın.

#7 Amsterdam, Hollanda:

@cansudagbagli, @sino.loco ve @fulyaninseyahatdefteri önerisiyle,

Sonbaharı düşünmek romantizmi de beraberinde getiriyor. Konumuz sonbahar şehirleri olunca da romantik kanal şehirleri listenin baş tacı oluyor. Hollanda’nın başkenti Amsterdam da onlardan biri. Daha önce üç kez gitme planı yapıp önce Barselona, sonra Viyana ve son olarak da Brüksel’e değiştiğimiz Amsterdam; bizim 2018 planlarımızda yerini çoktan aldı. Bol yeşili ile görmeyi hayal ettiğimiz bu harika şehri Mayıs ayının seyahat rotasına koymamızdan anlayabilirsiniz ki Amsterdam’ı baharda görmek şart.

150’nin üzerinde kanalın çevrelediği, kurabiye gibi evleri ve eğlence dolu günlük yaşamı ile Türklerin gitmekten en çok mutlu olduğu şehirlerden biri Amsterdam. Hatta, Paris ve Roma ile birlikte listenin ilk 3’ünü paylaşıyor. Şehrin diğer güzelliklerini Avrupa’da görmeye alışık, kendi ülkemizde ise görmeye hasret kaldığımız kocaman parkları oluştururken, konsept kahve barlarını ve kafelerini de unutmamak gerek. Henüz gözümle görmemiş olsam da sonbaharın sarı ve turuncu tonlarının bu kızıl mimariye çok yakışacağı kesin.

Hazır Hollanda’ya gelmişken, burayı ikinci evi gibi tanıyan @sino.loco’nun önerisine de kulak verelim. Sinem diyor ki; ‘Utrecht; hem öğrenci şehri hem de turisti az. Yeşili bol olduğu için sonbaharın bütün renkleri ona çok yakışıyor. Utrecht; kanallar üzerinde şahane bir şehir.’.

#8 Viyana, Avusturya:

@simaylmz önerisiyle,

Klasik müziğin, Avrupa sanatının ve lezzetin şehri Viyana; pasta gibi pürüzsüz mimarisi ve kahve kokulu sokakları ile sonbaharın en asil rotalarından biri. Siz siz olun Avusturya’ya Şubat ve Mart aylarında gitmeyin; bu şehrin en güzel zamanı kesinlikle Ekim ayı. İlk neden; yaz sıcağının Avusturya’dan yeni ayrılmış ve Viyana’nın da baharın güzel havasını iyiden iyiye kucaklamış olması. İkinci neden; tabii ki turistlerin azaldığı, lokallerin çoğaldığı bir döneme girilmesi. Üçüncü ve son neden ise şehirde opera sezonunun Eylül ayının ortasında açılması ve biraz önceden alacağınız biletlerle Viyana’da Avrupa’nın en iyi operalarından birini deneyimleyebilecek olmanız.

https://www.instagram.com/p/_3nJHzOm7Z/?taken-by=simaylmz

Hofburg Hanedanlığı’nın emperyal ruhunu koruyan, hatta tüm şehrine taşıyan Viyana; sarayları, parkları ve nostaljik kafe kültürü ile nostaljiyi yanınızdan bir an olsun ayırmıyor. Şehrin eski dekorasyonunu hiç bozmayan, içinde kendinizi bir zaman kapsülüne girmişsiniz gibi hissedeceğiniz tarihi kafeleri ise Viyana’da sonbaharın en mükemmel tamamlayıcıları.

Viyana: Gezi Rehberi ve Tavsiyeler yazısı için buraya tıklayın.

Lezzet Dolu Viyana: En İyi Restoran ve Kafeler yazısı için buraya tıklayın.

Rathaus, Viyana

#9 Ljubljana, Slovenya:

@yoldabiblog ve @tdemir35 önerisiyle,

Slovenya; son zamanların en popüler rotalarından biri. Tatlı tatlı, şıp diye gezilecek Ljubljana’sı, Bohinj Gölü ve yeşil doğasıyla insanı hayran bırakan Panoramik Yol rotası bir yana, esas ünü hepinizin bildiği ve Instagram’da görmeye alıştığı Bled Gölü’nden geliyor.

Listedeki diğer şehirlerde olduğu kadar çok uçuş seçeneği olmasa da ekonomik destinasyonlar arasında bayrağı göğüsleyen Slovenya, sonbaharın renklerini de kendine yakıştırmayı iyi biliyor. Siz de bir Slovenya gezisi yapmayı düşünüyorsanız, planlarınızda 24 saatte gezeceğiniz Ljubljana’nın ardında ona çok yakın mesafedeki Bled Gölü’ne, ondan daha harika bir deneyim yaşayacağınız Bojinj Gölü’ne ve vaktiniz varsa Panoramik Yol rotasına yer açmayı unutmayın. Bu şirin ülkenin yemyeşil doğası sarı ve kızıl tonlara bürünürken dönüş yolunuza romantizmle dolu binbir anı sığdıracak.

Bled Gölü, Fotoğraf: @yoldabiblog

#10 Milano, İtalya:

@nesemcelikkaya ve @bedikara önerisiyle,

Milano; İtalya’nın Lombardiya bölgesinde, ülkenin Roma’dan sonra en kalabalık şehri. Tabii, bunda gelişmiş sanayisinin de payı büyük, bildiğiniz üzere de İtalya’nın en zenginleri arasında. Dünyaca ünlü tasarım ve moda markaları sayesinde hatrı sayılır önem taşıyan Milano, Rönesans’ı her köşesinde hissettiren İtalya’da modern yüzüyle öne çıkıyor. Bu şehirde sizi sıra sıra mimari harikalar, tarihi detaylar beklemiyor ama güzel sokakları, meydanları ve Göller Bölgesi’ne komşu konumu keyifle geçireceğiniz saatlerin habercisi.

Via Madonnina, Milano

Erasmus için gidip 8 ayını yaşadığım Milano; bana göre İtalya’nın en anlamlısı, kimine göre ise en soğuğu. Biraz snob, biraz donuk, bazen samimi ve çoğu zaman da sürprizlerle dolu. Milano’da olmanın en iyi noktalarından biri; çevresindeki diğer İtayan harikalarına da bir tren yolculuğu kadar yakın olmanız. Como, Maggiore ve Garda Gölleri, Torino, Verona, Venedik, Bolonya ve Floransa bunlardan bazıları. Ünlü tasarım ve moda markalarına, dünyanın en büyük katedrallerinden biri olan Duomo di Milano’ya ve Leonardo da Vinci’nin ölümsüz eseri ‘Son Akşam Yemeği’ne ev sahipliği yapan bu şehre sonbahar mevsimi de çok yakışıyor. Hoş, İtalya’nın sarı mimarisi bu mevsimde hep güzel!

24 Saatte Milano: 1 Günde Milano Gezi Rehberi yazısı için buraya tıklayın.

İtalya’nın En Güzel Grisi: Milano Gezi Rehberi yazısı için buraya tıklayın.

Milano’da Dondurma Sanatı: En İyiler yazısı için buraya tıklayın.

Milano’da Küçük Bir Amerikalı: California Bakery yazısı için buraya tıklayın.

Benim için Milano sadece sonbaharda değil, her an özel. Çünkü 🙂

#11 Prag, Çekya:

@nesemcelikkaya, @haha.0155, @gulumserbubik, @fulyaninseyahatdefteri, @potentialdead ve @celebiambre önerisiyle,

Yeni adıyla Çekya’nın köprüler üzerine kurulu, şato ve kiliselerle dolu panoramik manzarasında gözleri bayram ettiren başkenti Prag’da sıra. Romantik sonbahar gezileri deyince akla ilk gelen şehirlerden biri burası. Öyle ki, Türklerin de sevgili ya da eşleriyle gitmeyi seçtiği, en çok tercih ettiğimiz. Çünkü; küçük olduğu için gezmesi kolay ve diğer Avrupa şehirlerine kıyasla ekonomik. Evet; biraz popüler bir rota olduğu konusunda hemfikiriz; ancak ülkenin ve Prag’ın minikliğinden sebep, buraya gelmişken Çekya’nın huzur veren diğer şehirlerinden Karlovy Vary’i de görebilirsiniz.

Prag’ın sonbahar destinasyonları arasındaki haklı önceliği; Karl Köprüsü etrafında yayılan mistik havasından geliyor. Antik Prag Kalesi’nin ışıklarıyla parıldayan şehir, gotik mimarisi ve UNESCO koruması altındaki Old Town bölgesiyle gündüz olduğu kadar geceleri de nefes kesiyor. Vltava Nehri’nin üzerindeki köprülerin şehir ışıklarıyla buluştuğu o büyülü anları düşündükçe insan buranın tadını bir de sonbaharda çıkarmak için can atıyor. Unutmayın; Prag da kışın fazlasıyla soğuyan şehirlerden biri.

#12 Budapeşte, Macaristan:

@traveler_tree önerisiyle,

Söz Prag’a gelmişken, hemen komşusu olan Budapeşte de bu listedeki yerini alıyor. Kimilerinin Prag ve Viyana rotasında buluştuğu Budapeşte; Prag’ın bir boy küçüğü gibi. Aynı onun gibi, Tuna Nehri üzerinde sıralanan köprüleri ile romantik manzaralar sunan bu şehir, Prag’a kıyasla daha sıcak ve samimi olan. Yine Prag gibi havayolu şirketlerinin kampanyaları ile çok ekonomik fiyatlara gidebileceğiniz Budapeşte’de gönlünüzün dilediği gibi gezebilir, unutulmaz bir hafta sonu geçirebilirsiniz. Budapeşte’nin bir diğer artısı, düşük bütçeli bir seyahat sunması. Budapeşte’nin gece hayatı ve klasik stildeki kafelerini de unutmamak gerek. Romantizmle eş tutulan bir şehre sonbaharın ne kadar yakışacağını tahmin etmek çok zor değil.

Budapeşte, Fotoğraf: @traveler_tree