En son Eylül ayında gittiğimde anladım ki İzmir’de ruhuma iyi gelen yer kesinlikle Alaçatı değil. Benim kalbim en hızlı burada atıyor, sizinle de tanıştırayım: Türkiye’nin ilk Sakin Şehir (Citta Slow) unvanlı kasabası Sığacık. Burası, Seferihisar’ın onlarca yıldır modernizme ve şehirleşmeye karşı kültürünü, mimarisini, evlerini, yemeklerini, bitkilerini, sebzelerini, aslında ruhunu korumayı başarabilmiş o güzel, sakin ve huzurlu kasabası. Citta Slow; yani yaşamın yavaş ve her şeyin ilk günkü gibi olduğu, simgesi salyangoz olan, nüfusu 50.000’i geçmeyen o güzel yerleşim yerleri.

İzmir’e 50, bağlı olduğu Seferihisar ilçesine 5 kilometre uzaklıkta olan Sığacık; havasını çektin mi iyi gelen, gözlemesini yedin mi afiyet eden, çayını içtin mi içini ferahlatan, sokaklarında yürürken gördüğün gözlerinin içi gülen teyzelere selam verdiğinde içini ısıtan o tatlı yer. Burası Ege’nin gerçek incisi, herkeslerden sakındığı o sıcacık kasabası.

Hem konuksever hem içten… Kimileri bilinmesin istiyor, her zaman böyle kalsın diye. Kimileri de daha çok paylaşılsın, Sığacık’ın adı her yere uzansın. Ben ikinciyi seçiyorum. Hadi, bir sonraki tatilinizi buralarda geçirin; geçirin ki sizin de içiniz ısınsın, kalbiniz ferahlasın. Söz buraya kadar gelmişken, Sığacık’la ilgili favorilerimi de bir araya topladım. Buyrun, size gitmek için 10 neden; eminim çok daha fazlasını bulacaksınız.

Sığacık’a Gitmek İçin 10 Neden

1. Sığacık Sokakları’nda Nostalji

Bembeyaz, bazen de rengarenk, cumbalı ve ahşap detaylı evlerin süslediği arnavut kaldırımlı sokaklarda birinden diğerine kaybolmak Sığacık’ın güzel köşelerini keşfetmek için burada yapılacak ilk iş. Öyle sokaklar ki insanı daha başında mutlu ediyor. Karşınıza çıkan mini dükkanlara da uğradınız mı Sığacık’taki ilk dakikalarınız rüya gibi başlamış oluyor. Bazen tepelerden sarkan yemyeşil bitkiler, bazen kapı önlerine dizilmiş renkli saksılar güldürüyor yüzünüzü, en çok da o konuk sever tatlı kasabalılar.

2. Sığacık Limanı’nda Manzara

Sığacık; tarihte İyonya’nın 12 şehrinden biri olan Teos’un sınırlarını kapsayan bir belde olduğu için liman da günümüzde Teos Marina olarak anılıyor. 500’ün üzerinde tekne kapasitesi ile ilk bakışta göz dolduran marinanın arkasında gün batımını izlemek veya banklarda oturup manzaraya doymak ise bu küçük sahil kasabasında yapılacak en güzel şeylerden biri. Bu arada, uzun vakti olanlar buradan kalkan günlük tekne turları ile Seferihisar koylarını da keşfedebilir.

3. Sığacık Kalesi’nde Turistik Gezi

Limanı bir kenara koyalım; arkanızı buraya verdiğinizde sizi karşılayan yapı ise Sığacık Kalesi. Selçuklular döneminde yapıldığı tahmin edilen kalenin burçları aynı zamanda beldenin en iyi kuş bakışı manzarasına sahip. Son halini Kanuni Sultan Süleyman döneminde Rodos seferi öncesi, Teos Antik Şehri’nin taşlarıyla tekrar yapılarak alan kale, günümüzde ise Seferihisar’ın vizyoner Belediye Başkanı Tunç Soyer öncülüğünde yenilenmiş.

Bu arada, belde aslında kalenin surları içine oluşturulmuş, bu yüzden sizi ilgilendiren en önemli nokta aslında bu kale içinde kalan sokaklarla her Pazar burada kurulan pazar.

4. Kaleiçi Pazarı’nda Ev İşi Lezzetler ve El İşi Güzellikler

Sıra, Sığacık’ın en sevdiğim yeri olan Kaleiçi Pazarı’nda! Tamam, Pazar günleri aşırı kalabalık oluyor; ama burada tezgahı olan tüm teyzelerin evlerinde pişirip getirdiği o baklavaları, börekleri, kabak çiçeği kızartmalarını, enginarlarını, yaprak sarmalarını, hatta keklerini tatmadan bir Sığacık gezisi düşünülebilir mi?

Burası bir üretici pazarı, yaygın adıyla organik pazar. Üretici pazarı konsepti ise Citta Slow’un gereklerinden. Satılan her şey yerel halktan, üretildiği şekilde geliyor. Yani, Ödemiş’ten gelmiş bir şey görmek mümkün değil. Her şey Sığacık’tan, el işi bile olsa evde yapılmalı, bahçeden olmalı.

İlginç olan; pazardaki tüm teyzelerin el ayarı aynı lezzette, hepsinin annesi aynı kişi gibi. Belki de evlenmeden önce staja buraya gelmek gerek! 🙂 Saat olarak çok geçe kalmamak lazım, öğlen yemeğini burada ayak üstü (bazen de evlerin bahçelerinde oturarak) çözmek ise en mantıklısı.

Yalnız uyarayım, arada ipin ucu kaçıyor. Şimdi bir parça börek, şimdi üç-beş tane sarma, aa enginarsız olmaz, biraz da kek derken, bir bakıyorsunuz ki 1 gram daha yiyecek yeriniz kalmamış. Evin mutfağından doğruca turistle buluşan yemekten daha iyi başka ne olabilir ki, değil mi ama?

5. Teos Antik Kenti’nde Geçmişe Yolculuk

Sığacık’ın en büyük tarihi zenginliği bu antik kent, kasabadan 1 kilometre uzaklıkta. Zamanında Perslerin ardından İyonlular ile bağımsızlığını kazanan Teos, bölge ticaretinde önemli bir rol oynamış. Girişinde 5 TL ödeyerek gezebileceğiniz bu antik kent, agora, tiyatro, odeon gibi mimarilerin kalıntıları ile dolu. Şarap Tanrısı Dionysos buralı olduğundan, adını verdiği tapınak da bu antik kentin en önemli kalıntısı.

Geldiğinizde, derli toplu bir görüntüyle buluşmayı beklemeyin. Kalıntı konusu gerçekliğini koruyor, ancak belediyenin üstün çabasıyla çalışmaların sürdüğünü de belirteyim. İçindeki amfi tiyatroda zaman zaman konserler gerçekleşiyor, antik kentin en belirgin yapısı da zaten burası. Diğer tüm mimarilerden geriye kalan yalnızca sütun ve yarım halde bulunan kaideler.

6. Akkum Plajı’nda Deniz Molası

Sığacık’a yaz aylarında geliyorsanız, denize de girmek isteyebilirsiniz. Şanslısınız; Seferihisar denizi daima serin, hatta belki de soğuk. Sığacık merkezinde yüzemiyorsunuz; ancak çok uzaklaşmadan Akkum Plajı’nı tercih edebilirsiniz. Hem gün batımını görmek hem de keyifle yüzmek için sarı kumlu Akkum iyi bir tercih olur.

Plajda özel işletme de var, ücretsiz alanlar da. Kalabalıktan uzaklaşmak isteyenler, bölgenin favorilerinden Akarca Plajı’nı seçebilir. Burası da yine tertemiz suyu ile mavi bayraklı bir halk plajı, Akkum’a göre biraz çakıllı. Bu arada, Seferihisar’ın en çok mavi bayraklı halk plajına sahip ilçe olduğunu da ekleyeyim. Gidebilecek çok sayıda plaj sizi bekliyor, bu ikisi benim önceliklerim.

7. Paşa Kaptan’ın Evi’nde Akşamüstü Sefası

Çok efsane bir gözlemesi var! Paşa Kaptan’ın Evi dediğimde, aklıma ilk bu cümle geliyor. Adım adım Sığacık gezdiğimiz bir günün akşam üstünde buraya gelmiştik ve o günden beri de unutamıyorum. Sahil tarafından yürürken dış duvarındaki mozaiklerle gözünüzü alıyor, içeri giriyorsunuz.

Paşa Kaptan sizi otantik ve bol deniz kabuklu dekoruyla karşılıyor, arka tarafında da geniş ve ferah bir bahçe. Yerinizde olsam, günün yorgunluğunu atmak için geleceğim ilk yer burası olur. Serin serin akşam üstü çayı, yanında gözleme, isterseniz biraz da sarma ya da baklava. Pazardan dolayı toksanız Türk kahvesi de olur tabii.

Adres: 127. Sokak No:3, Sığacık

8. Milos’ta Rakı – Balık Keyfi

Sığacık’taki favorilerimden biri de Milos. Her sahil kasabası ve tatil beldesinde olduğu gibi, liman çevresindeki balık restoranları tabii ki çok popüler. Ancak; bana soracak olursanız ara sokaktaki kuytu yer her zaman daha çekici. 🙂 Milos, Sığacık’ın güzel sokaklarının arasında, sizi asma yapraklarının altındaki beyaz masalarıyla karşılıyor. Çok lezzetli mezeleri var, burada serin serin rakı-balık keyfi hiçbir şeye değişilmez. Lokalin favorisi, fesleğenli mezeleri ve uskumrusu şiddetle tavsiye.

Adres: Şadırvan Meydanı 9/11, Sığacık

9. Festivaller – Şenlikler

İzmir’deki evimiz Narlıdere’de. Bilenler bilir; mandalina bahçeleri ünlüdür. Konsepte çok alışkınım, haliyle mandalina konusunda hassasım. 🙂 Ancak, Narlıdere’den daha has mandalina mevkii varsa orası da Sığacık. O kadar ki Kasım ayında gerçekleşen gelenekselleşmiş bir festivali bile var. Üreticilerin teşvik edilmesi ve desteklenmesi, Sığacık’ın bu çok önemli tarım kaynağının tanıtılması için organize edilen festivalin bu yıl 17’ncisi düzenlendi; hatta dayım Renan Bilek bu yılki konuklardan biriydi.

Festivale denk gelirseniz milyonlarca mandalinanın tadına varabilir, konserleri izleyebilirsiniz. Etkinlikler kapsamında bir de Mandalina Kralı ve Kraliçesi seçiyorlar. Ege’nin gözünü seveyim, çok tatlı aktivitelerimiz oluyor. 🙂

Konu festivallere gelmişken, Seferihisar orijinal temaların merkezi bence. Paranın geçmediği ve halkın takas usülü ile tohum alış verişi yaptığı Tohum Takas Şenliği ile Türkiye’deki küçükbaş hayvan yetiştiricilerinin buluştuğu Koyun-Keçi Panayırı’nı da es geçmeyelim. Ufak bir not olarak eklemek istedim.

10. İzmir’den 45 Dakika’da Ulaşım

Gelmek o kadar kolay ki! İzmir dışından gelecekseniz arabayla Seferihisar’a gelip Sığacık ve Teos tabelalarını takip edeceksiniz. Yolunuz İzmir’e düşmüşse ve biraz da vaktiniz bolsa hiç zaman kaybetmeyin, çıkın çıkın gelin! İzmir’deki Üçkuyular terminalinden Seferihisar minibüsleri ile ya da 730 no’lu otobüsle Seferihisar’a varabilirsiniz. Seferihisar’a geldikten sonra da Sığacık minibüslerinin yolunu gözlemelisiniz.

Not: Bu yaz Sığacık’ta çekilen, Ata Demirer’in başrolünde olduğu ve senaryosunu yazdığı Olanlar Oldu filmi 20 Ocak’ta vizyona giriyor. Dayım Renan Bilek’in de oynadığı film çoğunlukla denizde geçiyor; bol bol gülmek için izlemek şart!

Bu yazıyı hazırlamışken, buradaki tüm güzellikler ve Seferihisar’ın Citta Slow olarak kalabilmesine dair verilen tüm emekler için Belediye Başkanı Tunç Soyer’e bir İzmirli olarak kocaman teşekkürler, kucak dolusu sevgiler! Böyle uzaktan yazarken insan daha da gururlanıyor.

Son olarak, bu güzel kasabayı daha yakından tanımanız için aşağıda birkaç kare daha paylaşıyorum. İzmir ve Ege ile ilgili diğer fotoğraf ve notlarıma Instagram hesabımdan ve #journavelege, #journavelizmir etiketlerinden ulaşabilirsiniz! Yazın Sığacık sokaklarında buluşmak üzere!

Diğer İzmir Yazıları:

BADEMLER KÖYÜ GEZİLECEK YERLER VE BADEMLER KÖY TİYATROSU