Uzun seyahatlerin en zor tarafı dönüşü, o devamlı heyecanla yeni bir yer görme rutininden artık çıkıyor olma bölümü. Ne zaman birkaç yeri bir arada göreceğim bir gezide olsam, ‘daha şuraya gideceğiz’ diye sevinirken buluyorum kendimi.

10 günlük Akdeniz gezimizde de benzer duygulara sahiptim, dönüş günü yaklaştıkça bana ‘basmaya’, mideme de ağrılar girmeye başladı. Resmen seyahatin ortasında gelen ‘yerleşik düzene geri dönme hissi’ yüzünden mutsuzlukla iç içe bambaşka bir havada sürünüyordum. Neyse ki Okan ile upuzun olan dönüş yolumuza 3-4 saatte bir vereceğimiz ara duraklarla bir ‘teselli rotası’ kurmaya karar verdik.

Planımıza göre Kaş sonrası Salda Gölü’ne gidecek, oradan da pek sevgili arkadaşlarımızla güzel bir akşam geçirmek için Denizli’ye geçecektik. Denizli’den sonraki rota Eskişehir olacak ve Eskişehir’de de keyifli bir akşamüstü geçirip sonrasında İstanbul’a gidecektik.

Plan beni gülümsetmeye çoktan yetti; çünkü son aylardaki yurt içi gezilerimizin temposunun ardından, açıkçası ben Türkiye’de ne kadar çok şehir görürsem o kadar mutlu oluyorum. Salda Gölü de ülkemizin mucizevi doğa harikalarından biri. Türkiye’nin Maldivleri unvanıyla son yıllarda adını sıkça duyduğumuz Salda, turkuaz rengi, bembeyaz kumu, Mars’a benzerlik gösteren yüzey oluşumları gibi benzersiz özellikleriyle rotanızdan kaçmaması hatta radarınızda olması gereken bir yer. Bu yazıda ‘Salda Gölü’ne Neden Gitmelisiniz’ sorusundan başlayarak göl çevresinde yapabileceklerinizi anlatmak istedim.

SALDA GÖLÜ HAKKINDA BİLMENİZ GEREKENLER

1. Salda Gölü Nasıl Oluşmuş

Salda, aslında volkanik etkilerle oluşan bir krater gölü. Aynı zamanda, suyla buluşan kalkerli (yani kireçtaşlı) doğal yapısı ve oluşumundaki tektonik özellikler nedeniyle karstik göllerin ülkemizdeki bir örneği olarak kabul ediliyor. Salda’nın binlerce yıl önce jeolojik bir çökme sonucu meydana geldiği düşünülüyor; ancak gölün içindeki hareketlenmeler halen durmuş değil. Son yıllarda dip kısmında çökmeler olduğu ve bu çökmelerin devam ettiği söyleniyor.

2. Salda Gölü Neden Beyaz

Salda, son yıllarda Türkiye’nin Maldivleri olarak ünlenmiş durumda. Nedeni ise Salda’nın göllerde pek rastlanmayan özellikteki cam göbeği ve turkuaz tonlarda giden rengi ve şaşırtıcı derecede beyaz olan kumsalı. Kumsalın bu beyaz rengi içindeki tatlı soda suyunda yer alan magnezyumun gölde yaşayan bakteriler tarafından minerale çevrilmesiyle oluşuyormuş. Tabii, tam anlamıyla kum demek biraz eksik bir tanım oluyor, aslında mini mini çakıllı bir kıyı buradaki. ‘Taş gibi ama değil gibi’ özellikteki kum yürüdükçe gıcırdamaya başlıyor; tabii biraz da bastığınız yerde çökmeye.

3. Mars Toprağına En Benzer Yer Salda Gölü

Yanlış okumadınız. Gerçekten de Mars’ı merak edenin gitmesi gereken yerlerden biri Salda. Yüzey oluşumlarının benzerliği nedeniyle ‘Mars’ta Yaşam’ sorularının cevaplarını arayan bilim adamları için Salda, dünya üzerinde doğal laboratuvar olarak kullanılan iki yerden biri olma özelliği de taşıyor. Eh, diğeri de Kanada’nın kuzeyinde bir yer olunca, kızıl gezegeni merak edenlerin gidebileceği en yakın nokta da Yeşilova’nın Salda’sı haline geliyor.

Salda Gölü ve Mars arasındaki benzerlik, gölün yüksek magnezyumundan oluşan beyaz kayaçlarının Mars’ta da bulunmasından ve araştırmalara örneklem oluşturabilmesinden geliyor diyebiliriz. Benim beyaz kayaçlar olarak anlaşılmasını kolaylaştırdığım, esasen stromatolik diye geçen bu yapı, aslında Salda’nın kıyısını anlatırken bahsettiğim çakılımsı beyaz kumlar. Kum diyebilmemin nedeni de çakıl gibi görünen ama bastığınızda ya da elinize alıp ufalamaya çalıştığınızda yumuşak ve dağılmaya hazır olduğunu görebilmeniz.

Stromatolik kalıntılar, iki milyar yıl önce yaşayan canlıların bize bıraktığı miraslar olunca, haliyle bu yapıda bir yaşam sürülebildiğinin de referansı anlamına geliyor. Mars’ta da aynı tip kalıntılar olduğu için, Salda; Mars’ta Yaşam Var mı sorusunun cevap bulunabileceği iki yerden biri olarak literatüre geçmiş bulunuyor. Salda’nın bu misyonu, Dünya dışında yaşamın olup olmadığı konusuna edebileceği rehberlik yönünde oldukça önemli.

4. Türkiye’nin En Derin Tatlı Su Gölü Salda

Salda Gölü, en temiz göller sıralamasında dünya çapında beşinci. Zaten, bunu göle gittiğinizde gözlerinizle de deneyimleyebiliyorsunuz. Gerçekten de su öyle berrak ki dibi çok rahat görülebiliyor.

Salda’nın 184 metrelik bir derinliği var; bu özelliği onu Türkiye’nin en derin tatlı su gölü yapıyor. Salda için ülkemizdeki çoğu tatlı su gölünden biri deniyor ama açıkçası yüksek soda içeren suyunda nasıl bir tatlılık olduğu halen meraklarım arasında.

1989’da yılında koruma altına alınarak sit alanına çevrilen Salda’nın doğası öyle özel ki yalnızca burada yaşayabilen ve bu bölgeye özgü onlarca endemik bitki ve hayvan türüne ev sahipliği yapıyor. Salda,18 özel bitki türünün yanı sıra tilki, yaban domuzu, çok çeşitli ördek türleri ile nesli tükenmekte olan 3 balık türünün de evi. Bu yüzden, yapılaşmaya kapalı oluşu mutluluk verici.

Salda Gölü’nün kiliyle suyunun ciltlere iyi geldiği ve bazı tedavilerde olumlu sonuç verdiği de araştırmalarda elde edilen verilerden biri. Tabii ki, gölün yüksek oranda içerdiği magnezyum ve sodanın, kumun ise gölden gelen zengin mineralli ve killi yapısının böyle yararları olması pek de şaşırtıcı değil.

SALDA GÖLÜ NEREDE

Burdur’un Yeşilova ilçesine 5 kilometre uzaklığındaki konumu ile ülkemizin Akdeniz Bölgesi içinde yer alıyor. Aynı zamanda, ilkokuldaki coğrafya derslerimizde bizleri ezber komasına sokan Göller Yöresi’nin güzelliklerinden de biri. Salda Gölü ile Burdur ili arasında 56, Denizli’yle ise 96 kilometre mesafe bulunuyor.

SALDA GÖLÜ’NE NASIL GİDİLİR

Biz Salda’ya Kaş’tan İstanbul’a dönüş yolunda gittik; ancak bu yazıda iki rotayı da belirtmek istedim. Burdur’un Yeşilova ilçesinde yer alan Salda Gölü’ne aslında en yakın yine Burdur üzerinden ulaşılabiliyor. Burdur’da Hacılar – Yeşilova rotasını takip ederek, Yeşilova’ya vardıktan sonra 5 dakikada gölün kenarında buluyorsunuz kendinizi. Yeşilova yönünden gelirseniz, Salda’nın ‘Tabiat Parkı’ sınırlarından giriş yapmış oluyorsunuz.

Salda’ya en yakın büyükşehir Denizli. Denizli’nin merkezinden de Salda Gölü’ne gitmek yaklaşık 1,5 saat. Buradan Denizli-Serinhisar-Güney istikametinde ilerlediğinizde Yeşilova üzerinden kısa sürede Salda Gölü’ne varacaksınız. Göle toplu taşıma ile gelmek isterseniz, Denizli otogarından Yeşilova minibüslerine binmeniz gerekiyor. Bu yol aynı zamanda Antalya ve Kaş’tan da Salda Gölü yoluna sapacağınız rotayı kapsıyor. Antalya ve Kaş’tan Salda’ya gitmek isterseniz, Güney istikametinden siz de bu yolu kullanabilirsiniz.

SALDA GÖLÜ’NDE NELER YAPILIR

1. Salda Gölü’nde Yüzmek

Göl dedik mi aklımıza hemen yüzmek geliyor tabii. Hemen cevaplayayım; teknik olarak Salda Gölü’nde yüzmek mümkün ama göl oluşumu bataklık ve balçık özellikleri gösterdiğinden tehlikeli bir yanı da var. Göldeki hareketlerin ve çekmelerin devam etmesi ve yer yer balçık yapılar içermesi nedeniyle, geçmiş yıllarda burada boğulma vakaları çok olmuş.

Ne var ki Salda Gölü çevresinde yüzülebilecek alanların gösterildiği belirli güvenli yerler var; buralarda dikkatli olmak şartıyla yüzülebiliyor. Gölün dibindeki kumlu zeminin çok fazla hareket etmesi ve aniden derinleşen keskin hatlara sahip olması nedeniyle basınca haliyle bir içe çekilme ve batma durumu oluşuyor. Bu yüzden de yüzmeye izin verilen alanlar aslında kıyıya maksimum 10-15 metre uzaklıktaki limitli çevrelerden oluşuyor.

Salda ziyaretimiz esnasında Tabiat Parkı içindeki alanlarda yüzenler vardı; ancak yüzmeyi düşünüyorsanız limit alanlarını geçmeden, hatta mümkünse kıyaya çok yakın bir şekilde gitmeniz gerektiğini hatırlatayım. Suya yalnız girmemek de mantıklı olur; çünkü gölde yüzmek denize göre oldukça zor. Tatlı su özelliğinden dolayı kendinizi kaldırma kuvvetiniz yok denecek bir seviyeye geliyor.

Bir de krater gölünün yapısal özellikleri devreye girince Salda’da yüzmek hem yorucu hem de tehlikeli bir hal alıyor. Yine de ‘yüzmeyi iyi biliyorum ve denemek istiyorum’ diyorsanız, sorumluluğunu alarak temkinli şekilde hareket etmeniz mümkün. Gölde yüzmek için uygun yerleri aşağıdaki başlıkta görebilirsiniz.

2. Salda Gölü Plajları’nda Dolaş

Tabit Parkı / Orman Plajı:

Salda Gölü’nde yüzebileceğiniz en ideal yer Orman Plajı olarak anılan Salda Gölü Tabiat Parkı. Tabelalarda Tabiat Parkı yazısı ile bulabileceğiniz parkta küçük bir işletme ve plaj alanı bulunuyor. Ziyaretçilerin çoğu bu noktada ayaklarını suya sokuyor ya da yüzüyor. Parkın en güzel yanı çok ekonomik fiyatlarla hizmet veriyor olmaları. Zaten, Salda Gölü gördüğüm en uygun fiyatlı turistik nokta demem de mümkün.

Gölde yüzmeniz için diğer alternatifler Yeşilova Belediye ve Doğanbaba Halk Plajları. Tabiat Parkı’nda yüzülebilir diğer plajı sorduğunuzda kısaca Belediye Plajı olarak bahsettikleri yer burası oluyor. Yeşilova, Tabiat Parkı plajına kıyasla biraz daha özgür bırakan geniş bir kıyıya sahip olsa da gölün özellikleri değişmiyor tabii.

Bu iki plajın özelliklerinden biri de Salda çevresinde kamp kurmaya izin verilen 2 yer oluşları. Kamp detayları için Salda Gölü’nde Kamp başlığına gidebilirsiniz.

3. Salda Gölü’nde Piknik Yap

Burada yol kenarı yeşilinde bile mangal yapabilen insanlarımızı örnek almadan tatlı bir piknik gerçekleştirebilirsiniz. Tabiat Parkı’ndaki ahşap piknik masalarını kullanarak ya da yukarıda bahsettiğim plajlarda piknik örtünüzü kuma sererek sofranızı kurabilirsiniz. Sonuçta pikniği yapmak için illa ki mangala ihtiyacınız yok; et ya da balık yemek istiyorsanız Tabiat Parkı’ndaki restorandan da paket sipariş almanız mümkün. Salda’ya gelirken geçeceğiniz Yeşilova’daki marketler de yiyecekleriniz için iyi bir çözüm olabilir. Huzur garantili pikniğinizin ardından çöplerinizi toplamayı tabii ki unutmayın!

4. Salda Gölü Çevresi’nde Kamp Yap

Salda Gölü kamp yapmak için de oldukça elverişli bir bölge. Tabiat Parkı’nda kampa izin verilmiyor; ancak bunun için Yeşilova ve Doğanbaba plajlarını kullanabilirsiniz. Bu iki plajda kendi çadırınızı ücretsiz olarak kurabilir ya da yanınızda yok ise belediye işletmesinden kiralayabilirsiniz. Günlük çadır kirası 30 TL.

Kamp için Yeşilova plajı daha mantıklı bir seçim; çünkü plajda yeme içme ihtiyaçlarınızı karşılayabilmeniz için bir işletme mevcut. Doğanbaba’da ise böyle bir işletme yok. Gün içinde Pideci Sami’de yemeğinizi yiyebilirsiniz, ancak gece olunca kendinizle baş başa kalıyorsunuz. Konaklamak isteyip çadırda rahat edemeyenler Yeşilova’daki bungalov evleri de tercih edebilir. Burada 2017 için bungalov kirası gecelik 75 TL.

Salda’da konaklama için son alternatif göl manzaralı Hotel Lago di Salda. Otelin tek kişilik dağ manzaralı odaları 75, göl manzaralı odaları 100 TL. Çift kişi konaklayacaklar için dağ manzaraları odalar 175, göl manzaralı odalar 200 TL. Hepsine kahvaltınız dahil. Otelde sezona göre açık havuzu kullanabilir, sakinliğin keyfini sürebilirsiniz.

5. Salda Gölü’nde Ne Yenir

Salda bizim için bir yol üstü durağı olduğundan Tabiat Parkı girişinde bulunan adını hatırlayamadığım restoranda kocaman bir tost yemek bizi oldukça mutlu etmişti. Bu koca tostun 5 TL, çayın da 2 TL olduğunu hatırlarsak işletmenin son derece makul olduğunu söyleyebilirim. En azından kendinizi yürüyen TL gibi hissettirmeyen bir anlayışları var. Aynı yerde 10 TL’ye köfte ve 15 TL gölün alabalığı da servis ediliyor. Buraya gelince tadılması önerilen bir diğer yemek de bu doğal çevrenin ürünü olan çoban kavurma.

Bir diğer seçenek Doğanbaba Plajı’ndaki Pideci Sami. Pide harici yukarıdaki alternatifleri de burada bulabilirsiniz. Pideci Sami’de de fiyatlar aynı Tabiat Parkı’ndaki gibi. Salda’da yemek yemek gerçekten şahane! Yaşasın bütçe dostu işletmeler, yaşasın ekonomik geziler!

Bu yazıda Salda’da hoşça vakit geçirebileceğiniz birkaç saate rehberlik etmek istedim. Yazdıklarımın dışında bizim denemeye fırsat bulamadığımız bisiklet turu ve kayak sporu gibi aktiviteleri de gölün çevresinde gerçekleştirebiliyorsunuz. Salda Gölü ile ilgili tüm fotoğraflarım ve diğer seyahatlerim için beni Instagram hesabım @nesemcelikkaya’dan takip edin, birlikte gezelim! Akdeniz rotamızdaki tüm fotoğraflar #journavelakdeniz etiketinde sizi bekliyor.

Ege ve Akdeniz kıyıları gezimizin ilk durağı olan SELİMİYE rehberi için buraya tıklayın.