Ünlü bir iş adamının kızı değilim, eşim ve ben de binlerce lira maaş almıyoruz. Seyahat etmek için en büyük motivasyonumuz iç huzurumuzu korumak ve birçok insandan çok daha fazla geziyoruz. Durum böyle olunca, sosyal medya ekranlarında aşırı zenginmişim ve parayı nereye saçacağımı bilemiyormuşum gibi bir görüntü oluşuyor. Aksine, ben de eşim de kurumsal şirketlerde tam zamanlı, bazen de hafta sonu dahil çalışıyoruz. Dönem dönem freelance işlerimiz oluyor, onları da yapıyoruz.

Ne zaman minik bir ara yakalıyoruz, hemen bir yerlere gidiyoruz. Ne zaman ki uygun bir zaman var gibi duruyor; bunu hemen iyi bir seyahat planı ile şenlendirmek üzere kolları sıvıyoruz. Ben gezmeye bayılıyorum, hazırda bekleyen bir uçak biletim yoksa mutsuz oluyorum. Peki, ‘şartlar o kadar da olumlu değilken nasıl bu kadar geziyorum? Ne yalan söyleyeyim; sadece aklımı ve insanı diğer canlılardan ayıran düşünme yetimi kullanıyorum.

Biliyorum; alışveriş yapmayı çok seviyorsunuz. Bütün bir ay çalışıp o elbiseyi almayı en büyük deşarj etkinliği olarak görüyorsunuz. Biliyorum; dışarıda önünüze gelen hazır yemek sizi çok özel hissettiriyor. Eve gidince yemek yapmak istemiyorsunuz ve özellikle hava güzel olduğunda dışarıda iş stresini atmak ruhunuza iyi geliyor.

Bu yazıyı son derece realist ve garantici, üstelik de sürekli site kovalayacak vakti olmayan meşgul bir beyaz yakalı olarak, sosyal medyadan gelen sorularınız üzerine paylaşmak istedim. İçinde benim yapmadığım bir şey yok ve evet, ben de çok paralar ödeyerek gezmeyi hiç sevmiyorum. Sizin de tek derdiniz hayalinizdeki o yeri görmekse, hadi gelin, ucuza ve ekonomik nasıl seyahat ederiz, birlikte bakalım!

EKONOMİK SEYAHAT TAVSİYELERİ

1. Minimal Yaşama Merhaba Deyin

Gezmek sizi her şeyden daha fazla motive ettiğinde, seyahat etmeden rahat edemediğinizde,  elinizdeki parayı çarpıp, toplayıp, böldüğünüzde yine de gönlünüzden geçen yere gidecek bütçeyi oluşturamıyorsanız, öncelikle daha minimal yaşamayı öğrenmelisiniz. Bu yaşam stili, yolun başı. Alışveriş, bütçenin büyük kısmının sizde kalmasında büyük yardımcı. Dolabınızda yıllarca yetecek kadar kıyafet olduğuna, artık o 12. siyah ayakkabıyı almasanız da elinizdekilerle idare edebileceğinizi hepimiz biliyoruz. Onu almazsanız ölmeyecekseniz, artık almayın.

 2. Önceden Rezervasyon, Erkende Uçak Bileti Candır

Böyle klişe kalıpları hiç sevmiyorum ama önceden rezervasyon gerçekten candır. Uçak biletlerinin koltuk kapasitesi çokluğuna, gecelik oda fiyatlarının otelin kalan oda kapasitesine bağlı olarak, adeta borsa işlevi gördüğünü unutmayın. Kara borsa haftasında ‘binlerce lira bayılmayı’ hiçbirimiz tercih etmeyiz değil mi? Uçak biletinizi erken ve birkaç ay önceden, otel rezervasyonunuzu biletinizi alır almaz gerçekleştirin.

3. Havayolu Kampanyalarını, Kampanya Dönemlerini Takip Edin

Havayollarının dönemsel kampanyaları ve her yıl belirli aylarda başlatılan promosyon dönemleri ekonomik gezmeyi sevenlerin baş tacı olmaya devam ediyor, siz de yararlanın. Potansiyel olarak uçma tercihi yapabileceğiniz, halihazırda tercih ettiğiniz havayolu şirketlerini sosyal medyadan takip edin, mailing datalarına kayıt olun.

Böylece kampanyalarından hızlıca haberdar olabilirsiniz. Dövizin çılgınca arttığı, sıcak para akışının azaldığı bir ekonomide, tabii ki her hava yolu belirli rotalarda kampanyalar, indirimler gerçekleştirecektir. Bir %20 indirim kampanyası yapılıyorsa, emin olun ki %30 ve %40 olanı da arkasından gelecektir. Kampanya dönemlerini kapsayan süreleri mevsimsel olarak değerlendirin; yüksek uçuş maliyetlerini kampanyalarla düşürün.

Bir diğer konu, her yıl aynı dönemde açılan promosyon haftaları. Örneğin, Qatar Airways’in her yıl Ocak ve Temmuz aylarında açtığı %40 indirim sağlayan Qatar Airways Seyahat Festivali’ni mutlaka aklınızda tutun, kalbinize kazıyın. Özellikle, uzun uçuşlarda, okyanus aşırı rotalarda bu kampanyayı mutlaka değerlendirin. Biletleme dönemi 6 ayı kapsıyor ve gerçekten normalden %40 indirimle bilet alma hissi kadar iyi hissettiren kampanya çok az bulunuyor.

4. Uçak Bileti Alırken Arama Motoru İçeren Siteleri Kullanın

İşte karşılaştırmalı fiyat görebileceğiniz, zaman zaman havayolunun kendi sitesinden daha uygun fiyatlara denk geleceğiniz muhteşem nokta! Bu konuda Skyscanner’ın büyük yararını görüyorum. Hem gitmek istediğim rota hakkında ortalama uçuş fiyatı bilgisine, hem de ekonomik dönem ne zamana denk geliyor gibi sorularıma cevap buluyorum.

Skyscanner sitesinde kendinize belirlediğiniz rota ile ilgili alarm kurabiliyorsunuz ve böylece bu rotada bilet fiyatları düşmeye başladığınızda mail ile otomatik olarak uyarı alıyorsunuz. Bu tarz farklı sonuçları bir arada sunan sitelerde Turna.com, Bavul.com ve Enuygun.com da oldukça iyi.

5. Low-Cost Firmalara Güvenin

Annenizin karnından uçuşta yemek artı konfor paketiyle çıkmadığınızı düşünüyorum. Uçak bileti rakamını düşürmek için kraliyet ailesi genlerinizi bir yana alın, -açıkçası- biraz eziyet çekin. Bugüne kadar çok defa low-cost kategorisine giren, bagaj kilo hakkının, yemeklerin, hatta koltuk seçiminin bile ücret ile yapıldığı düşük maliyetli hava yolları tercihinde bulunduk.

Bu yazıyı yazabildiğime göre; uçağımız hiç düşmedi, havada bir tehlike yaşamadık. Low-cost havayolu şirketi sadece size sunulan hizmetleri kısıtlar, yolcuların lüks maliyetlerini kısar, bunları ücretli hale getirir, ancak sizi yine de gideceğiniz yere aynı güvende götürür.

Evet, daha fazla yolcu almak için koltuk sayısı daha fazla ve koltuk aralıkları standardın altındadır, uçarken çok da rahat oturamazsınız, içeceğiniz suya bile para ödersiniz ama inanın –kampanya dönemine denk gelmediyseniz- bildiğiniz lüks havayollarından çok daha ekonomik fiyatlara uçarsınız. Üstelik, sırt çantanıza birkaç atıştırmalık, meyve ya da sandviç de eklerseniz uçuş anında yemeğe para ödemenize de gerek kalmaz.

Low cost havayollarına örnek olarak; Pegasus, Onur Air, AirBerlin ve AirAsia’yı verebiliriz. Bu gibi şirketlerin daha ucuz uçuşlarını EasyJet’te, ondan da ucuzunu ve ‘yok artık, bu fiyata dolmuş bile kalkmaz’ tarzda olanını RyanAir’de bulabilirsiniz. Bu firmalardan bazıları İstanbul’dan direkt uçuş yapmaz; ancak şehirler arası geçişlerde size uygun ortam sunar. Örneğin; Milano’dan Roma’ya konforlu trenle geçmek 75 Euro’yu bulurken, ben Ryan Air ile sırt çantalı olarak totalde 15 Euro’ya uçmuştum. Bu bir mucize değildi ve rotalarınızın var olması halinde sizin de gerçekleştirebileceğiniz bir yöntem.

6. Rota Bağımlısı Olmayın

Belli bir rotaya saplanıp kalmak bir gezgine yakışmaz. Saplandığınız rotada uzun süre bütçenize uygun bilet çıkmazsa evde mi oturacaksınız? Tabii ki olmaz! Bu yüzden, sevebileceğiniz ve gidince mutlu hissedeceğiniz rotalara kendinizi hazırlayın. Havayolu şirketlerinde dönemsel olarak başlayan destinasyon kampanyalarını takipte kalın, bu şekilde hiç beklemediğiniz bir anda, aklınızdaki bir şehre çok uyguna bilet alma şansınız artacaktır.

7. Yüksek Sezon Bütçenin Kralı, Düşük Sezon Kraliçesidir

Başlıktan da anlayacağınız üzere gideceğiniz yerin yaz mevsimi ve takibinde sonbahar aylarına denk gelen kısmı talebin yoğunluğu sebebiyle yüksek sezona girer. İlla ki gitmek istiyorsanız, düşük sezonda giren sonbahar sonu ile kış aylarını tercih edin. Aynı şekilde, yüksek sezon kış aylarına denk geliyorsa, yaz mevsimine denk gelen ayları tercih edebilirsiniz. Ekonomik ve ucuza gezebilmenin yegane kurallarından biri de hayalinizdeki rotaların yüksek sezon dönemlerinden uzak kalmak. Bunu uçak biletlerinin ücretlerinden bile hızlıca anlayabilirsiniz.

8. Benim Sadık Yarim Kabin Boy Bagajdır

Arkadaşlar, 4 günlük geziye gerçekten de 20 kilo bagajla gitmiyorsunuz değil mi? Son derece özgür olmanız gereken bir seyahatte kendinizi kilolara bağlamayın. Kabin boy bagaj ile 8 kilo ağırlığında eşya rahatlıkla işinizi görecektir, fazlasına da ihtiyacınız olmayacak. Böylece, hem fazla eşya taşımamış ve kararında kıyafet götürmüş olacaksınız, hem de bagajınızda ekstra yer olmayacağı için gideceğiniz şehirde alışveriş yapamayacaksınız. 🙂 Bu şekilde, gezinin ekonomi tarafını da denge altına alacaksınız.

Dikkat etmeniz gereken bir diğer detay; Türkiye çıkışlarında çok da sorun olmayan kabin bagajı hakkı yurt dışı dönüşlerinde sıkıntı doğurabiliyor. Uçuş öncesi kabin boy bavul da taşısanız, bagajınızı tartıyorlar. Kilo başına dehşet paralar ödememek için bavullarınızı da patlayana kadar doldurmayın. Az, iyidir.

9. Konaklama için Merkezin Dışındaki Otellere Bakın

Şehir merkezinde kalmak dünyanın en pahalı seyahat etkinliği, tam anlamıyla bir turist tuzağıdır. Bunu hepimiz bildiğimize göre, artık merkezin biraz dışındaki otellere de bakmayı alternatifler arasına alabilirsiniz. Merkezin birkaç cadde uzağında, toplu taşımaya yakın oteller; size merkezdeki bir otelden daha ekonomik konaklama imkanı sağlar. Sadece gece uyumaya gideceğiniz bir otel için dünya para ayırmayın, daha ekonomik bir konaklama için biraz uzaktaki otelleri tercih edin ve konaklama masrafınızı merkez fiyatlarının yarısına kadar düşürün.

10. Otelde Konaklama Yerine Airbnb, Ücretsiz Konaklama için Couchsurfing ile Tanışın

Otelde kalmak yerine daha rahat bir konaklama ortamı oluşturmak istiyorsanız Airbnb’ye mutlaka bakın. Airbnb birçok fiyat aralığında, birçok farklı tarzda ev ve oda seçeneği içeren bir konaklama platformu. Üyeliğinizi oluşturup, kullanıcısı olmaya başladığınızda gideceğiniz lokasyona göre arama yapıp, bütçenize uygun seçenekte seyahat tarihlerinizi kapsayan bir rezervasyon oluşturabilirsiniz.

Elalemin evinde gidip nasıl kalacağız dediğinizi duyar gibiyim, endişelenmeyin. Airbnb ev sahipleri son derece güvenli profillerden oluşuyor, önceki konaklayan kişilerin verdiği puan ve yorumlara göre kendi içinizde eleme yapabilir, konaklamanızı gönül rahatlığı ile gerçekleştirebilirsiniz.

Konaklamaya para ödemek istemiyorsanız, Couchsurfing sizin için tam anlamıyla bonus olacaktır. Bu sitelerde açacağınız profil ile evinizi başka gezginlere kiralayabilir, ekstra odanızı paylaşabilirsiniz. En güzel yanı tamamen ücretsizdir ve aynı şekilde siz de gidip başka bir evde ücretsiz konaklama yapabilirsiniz. Karşılıklı güven içinde, başka bir şehirden arkadaş edinmek de fena fikir sayılmaz aslında. 🙂 Bence, üniversiteliler ve yeni mezun gezginler için son derece mantıklı bir tercih.

11. Lüks Restaurantlar Yerine Yaşasın Sokak Lezzetleri

Gezmek isteyene engel yok, gurme programlarınızı paranızın daha çok olacağı zamanlara saklayın. Biz gezerken önceliği sokak lezzetlerine ve meyve sebze pazarlarına veriyoruz. Şehrin kendine özgü meyve ve sebzeleri, hızlı atıştırmalıkları ve tazecik balıkları bu pazarlarda daima ucuz oluyor.

Yemek bütçenizi bu şekilde kısabilir, günü çok az miktarda para harcayıp üstüne bir de özel lezzetleri tadarak harika bir şekilde geçirebilirsiniz. Unutmayın ki pazar yerleri ve büfeler şehir lezzetlerini tanımanın en hızlı ve aynı zamanda en ekonomik yoludur. Bir kere tadını aldınız mı bir daha lüks restoran diye çıldırmazsınız, hatta gereksiz gelir. O kadar da iddialıyım.

12. Akşam Yemekleri için Market Reyonları

Sıradan bir restoranda bile kişi başı bir tabak yemekle bir içeceğe ortalama 20 Euro vereceksiniz, gelin; bu konuyu marketlerin pek sevgili reyonlarında çözelim. Özellikle, Avrupa’da şehirlerindeki marketlerde hazır salatalar ve hazır yemek kutuları çok uygun fiyatlara satılıyor. Tüm gün gezdikten sonra, otele ya da eve dönüş yolunda yakın marketinize uğrayarak akşam yemeğini içecekle birlikte kişi başı maksimum 7 Euro’ya çözebilirsiniz. Bizim 4-5 Euro bandını geçmediğimiz çok oluyor. Yemek konusu gezilerin önemli bir kalemidir, bu şekilde bütçeyi kısmak sadece midenize değil, kalbinize de iyi gelir.

13. En İyi Gezi Planlı Olandır, Plansız Gezmek Zaman ve Para Kaybıdır

Kabul ediyorum ki iyi bir gezi planı yapmak çok da kolay değil. Aynı işlerimiz gibi, biraz emek ve deneyim isteyen bir süreç ama imkansız ve öğrenilemeyecek bir şey değil. Spontane gezmekten hoşlanıyor olabilirsiniz; ama unutmayın ki gittiğiniz her yere bir daha gidemeyeceksiniz ve neden görülmesi gereken bir yeri kaçırasınız?

Plansız gezmek çılgınca rota ararken boşluk anında gereksiz para harcamakla sonuçlanır ki bu da bizim gibi ekonomik gezenlerin hiç tercih etmeyeceği bir durumdur. Çıkacağınız bir seyahatte gitmek istediğiniz yerleri önceden belirler, günlük planınızı yola çıkmadan oluşturursanız hem zamandan hem de paradan tasarruf edersiniz.

Geziyi önceden planlamak müze ve turistik noktaları da önceden hazırlamayı gerektirir. Bunu yapabilmiş olmanın en iyi tarafı, gideceğiniz bazı yerlerin giriş biletlerini internet üzerinden alarak birkaç Euro’luk indirimler de elde edebilirsiniz. Özellikle, Avrupa şehirlerinde çoğu müzede bunu gerçekleştirebiliyorsunuz ve ilk başta size önemsiz gelen o 2-3 Euro’lar biriktiğinde bir akşam yemeği ya da o çok gitmek istediğiniz kahvecide iki kişilik bir keyif anlamına geliyor.

14. Bir Turistin En İyi Seyahat Arkadaşı Günlük Şehir Kartıdır

Gezi planınızı hazırlarken müze listeniz kabarabilir, masraf artabilir. Bir de üzerine şehir içindeki toplu taşıma fiyatları eklendiğinde bütçe içinden çıkılmaz bir hal alabilir. Ama sadece bu yüzden seyahati ertelemek gezginin işine gelmez. İyi haber; günlük şehir kartlarına merhaba deyin! 24,48 ve 72 saat olarak hazırlanan bu kartlar toplu taşımalarda ücretsiz, müzelerin bir kısmına bedava giriş, bir kısmında da indirimli bilet alma hakkı sağlar.

Ortalama da 25 Euro vereceğiniz günlük kartlar, turunuzda size destek olacaktır. Bu yüzden, rota planınızı çıkarırken gitmek istediğiniz yerlerin bu şehir kartları listelerinde olup olmadığını iyi kontrol edin. Şehir kartlarının ayrıcalık listesinde planınızdaki yerler varsa, düşünmeyin, bu kartlardan iner inmez alın. Kartlara ait bilgileri gideceğiniz şehrin turizm ofislerine ait web sitelerinden bulabilirsiniz.

15. Sağlıklı Yaşam için En Güzeli: Yürüyün

Bazı şehirler İstanbul gibi sadece yürüyerek gezilmiyor; ancak bazıları var ki yürümeden gezilmiyor. Düz ayak, yokuşsuz ve küçük şehirlerde şehir kartı masrafına girmenize gerek yok. Yürüyün. Çünkü; bir yeri tanımanın en iyi yollarından biri de sabahtan akşam kadar yürüyüp, her bir sokağını içinden geçerek keşfetmektir. Mahallelerle buluşmak, gününüzü sokakta geçirmek yapabileceğiniz en sağlıklı ve en ucuz aktivite!

16. Free Walking Turları ile Bedava Gezmeye Devam Ediyoruz

Günümüz trendleri gezginler için yeni bir etkinlik sunuyor; turizm ofisleri ile kulüplerin gerçekleştirdiği ücretsiz yürüyüş turları. Bu turların bazıları ücretsiz, bazıları ‘gönlünden ne koparsa’ mantığı ile ilerliyor. Ücretsiz yürüyüş turlarının programı turistik noktaları içerdiği gibi, sadece ‘mural’ sanatının sergilendiği duvarlar için bile hazırlanabiliyor. Programları yine şehirlerin turizm ofislerine ait web sitelerinde görebilirsiniz. Bazen konaklayacağınız yerlerde de resepsiyona ufak notlar bırakabiliyorlar, kontrol etmeyi atlamayın. Bir gezgin grubu içinde sosyalleşmek de cabası.

Son Olarak; Uyumlu ve Bütçe Yönetebilen Bir Eş 🙂

Tüm bunları yapıyorsanız, üstüne de eşiniz hem iyi bütçe yönetip hem de tüm seyahat planlarınıza ortak oluyorsa -hadi yine iyisiniz- bence ekonomik seyahat etmek adına en ufak bir sorununuz kalmadı demektir. 🙂 Sonuçta karşılıklı destek çok önemli ve dünyada aynı hayal için birlikte heyecanlanmaktan daha güzeli de yok!

Journavel ile tüm maceralarımızı Instagram hesabım @nesemcelikkaya‘dan takip edebilirsiniz. Herkese şimdiden süpersonik ekonomik gezmeler!

Diğer liste yazıları:

2 YILLIK SCHENGEN VİZESİ NASIL ALINIR