Türklere göre Meis, Yunanlara göre Megisti, Avrupa’da ise Kastellorizo. Üç farklı adı var; ama aslında kendi bir avuç içi kadar küçük. Schengen vizeniz varsa Kaş’tan 20 dakikalık feribot yolculuğu ile şıp diye gelip her yerini birkaç saatte gezebiliyorsunuz. Kaş’a bakan yamacında dizili evler birbirinden farklı renkleriyle insanı mutlu etmeye yetiyor. En çok da Yunanistan’ın ‘çok da popüler olmayan’ bu adasını böyle sahiplenişini, Meis halkının evlerine çiçek gibi bakmasını kıskanıyorsunuz.
Sahil şeridindeki restoranlar bilimum Yunan lezzetlerinin adresi; deniz mahsülünden frappe’ye klasik Yunan tatlarıyla buluşmak için yeterince uygun bir ortam sunuyor. İngilizce bilmiyorsanız sorun yok, çünkü onlar siparişinizi alacak kadar Türkçe biliyor. Hazırlıksız geldiyseniz hesabınızı Türk Lirası ile de ödeyebiliyorsunuz. Adada çeken hattınızla Kaş’taymış gibi konuşup, rahat rahat internet kullanabiliyorsunuz. Zamanında adadaki yerleşim düzenini bile Kaş’a komşu planlayan Meisliler Türkleri çok seviyor; öyle ki dünya üzerinde böylesine sıcak komşuluk ilişkisi yaşayan iki kıyı daha olduğunu sanmıyorum.
Yüzölçümünün minikliğinden Meis için ‘Yunan Adaları’na Giriş’ noktası denebilir. Burada her şey izlemeye çok alıştığınız o ünlü Yunan adalarının bir prototipi gibi. Yunan kültürü ile ilgili her şey var ama her şeyden küçük küçük, hepsinden birer örnek.
10 dakikalık yürüyüşle adanın tepesinden izleyeceğiniz tatlı bir manzara ve ara sokaklarında tipik Yunan mimarisinin yanında Osmanlı geçmişinden kaynaklı sürprizli Türk detayları ile günümüzde müze olarak kullanılan camisi Meis’in diğer güzellikleri arasında yerini alıyor. Meis’in öncesinde Osmanlı’ya, sonrasında İtalya ve İngiltere’ye, son olarak da Yunanistan’a bağlanmasının sonucu olan renkli kültür sentezi bugün tüm ziyaretçiler tarafından görülebiliyor.
Meis, Türkiye’ye en yakın konumdaki Yunan Adası. O kadar yakın ki arada sınır geçmiş olsanız bile Türk hattınızı kullanmaya devam edebiliyorsunuz. Bu kadar dibimizde olan bir yeri nasıl olup da Yunanistan’a bırakmışız şeklindeki geyikleri bir yana alırsak, Meis ve Kaş arasındaki dostluktan mutlu da olabiliriz bence. Adanın küçüklüğünden dolayı Meisliler çoğu ihtiyacını Kaş’tan karşılıyor.
MEİS ADASI İÇİN VİZE GEREKİYOR MU?
Meis Adası’na gitmek için gideceğiniz tarih aralığını kapsayan Schengen vizenizin olması gerekiyor. Çok küçük bir ada olduğu için sadece Meis’e gideceğim diye vize almanızı pek önermem, sonuçta masraflı işler. Ama vizeniz varsa ve yolunuz Kaş’a düşüyorsa, buraya kadar gelmişken bu tatlı adaya geçmenizi de öneririm tabii. Vizem yok ama ben illa ki gideceğim diyorsanız, Kaş’a ayak basar basmaz sahildeki Meis Express Head Office’e giderek ‘kapı vizesi’ için başvuruda bulunabilirsiniz. Kapı vizesi uygulaması 2020 yılından itibaren askıya alınmış durumda.
MEİS ADASI İÇİN KAPI VİZESİ NASIL ALINIR
Kapıda Vize uygulaması Yunanistan’ın Türk, Rus, Belarus ve Ukrayna vatandaşlarının Kastellorizo (Meis), Rodos, Symi, Kalymnos, Midilli, Kos, Sakız ve Samos adalarına girişleri için özel olarak başlattığı bir uygulama. Bu adaların birine gitmek istiyor ve halihazırda Schengen vizeniz yoksa başvuru merkezlerine gelip kapı vizesi başvurusu yapabiliyorsunuz. Dönemsel olarak uygulandığından devam edip etmediğini başvuru öncesi kontrol etmek gerek.
Kapı vizesi uygulaması 2020 yılından itibaren askıya alınmış durumda.
Kapı vizesi 3-4 iş gününde çıkıyor. Standart vize prosedürünü takip ediyor ve standart vize ücreti ödüyorsunuz. Konaklamalı gidecekseniz bir ek hesap dökümü ibraz etmeniz gerekiyor. Kapı vizesi demek, 7 gün geçerli, ‘tek girişli’ Yunanistan Schengen vizesi demek. Bu vize ile belirlenmiş adalar haricinde Avrupa’da bir yere giriş yapamayacağınızı unutmayın. Detaylı bilgi ve başvuru belgeleri için Meis Express websitesini ziyaret edebilirsiniz.
MEİS ADASI’NA NASIL VE NE KADARA GİDİLİR
Meis Adası’na gitmek çok kolay ve pratik. Bunun için Kaş’ta her yerde karşınıza çıkan turizm acenteleri ile anlaşabilir ya da direkt marinada yer alan Meis Express Head Office ile görüşebilirsiniz. Herhangi bir tur şirketi ya da Meis Express ile anlaşmak aslında aynı şey. Bu şirketler sizin Meis adasına gidiş ve dönüş transferinizi, sınırlardan çıkışınızı organize ediyor. Biraz aracı konumundalar, gitmeden önce pasaportlarınızı alıyorlar, emniyet ile görüşüp çıkışınızı organize ediyorlar, pasaportlarınıza onay alınıyor ve ertesi gün adaya geçmek için limanda buluşarak tekneye geçişinizi sağlıyorlar.
Adaya vardıktan sonrası size kalmış, bu dakika itibariyle ne tur şirketi ne de Meis Express ile bir bağınız kalmıyor. Bireysel geziyorsunuz. Dönüş yolunda da teknenize binerek geri dönüyorsunuz. Adada 6 saat gibi bir zaman diliminiz oluyor. Bu anlattığım prosedür günübirlik gidişler için geçerli.
Biz Meis’e kaldığımız otelin aracı turizm acentesi olan Xanthos Travel ile gittik. Bu ulaşım ve pasaport prosedürü için de kişi başı 100 TL ödedik. Xanthos Travel bizim zaten memnun kaldığımız bir acente olmuştu, ilk deneyimimizi de Kaş’tan Kekova’ya Tekne Turu yazımda anlatmıştım. O yüzden, tereddütsüz yine burayla ilerledik.
Meis gezimizin iki akşam öncesinde Uzun Çarşı yakınındaki ofislerine giderek izinler ve çıkış işlemleri için pasaportlarımızı bıraktık. Sabahında da yine ofiste buluşarak bizi Meis’e götürecek tekneye binmek için tur rehberimizle marinaya gittik. Tekneye geçerken, ilgili polis isimlerinizi okuyarak çıkış damgası önceden vurulmuş, hazır pasaportlarınızı teslim ediyor. Tekneye geçmenizle birlikte artık yeni yolculuğunuza hazırsınız!
MEİS ADASI GEZİLECEK YERLER
1. Renkli Evler Eşliğinde Sahil Turu Yapın:
Tekne adaya yanaşırken sizi karşılayan birbirinden farklı renkleriyle Meis’in lego evlerini göreceksiniz. Tekneden iner inmez bu evlerin yer aldığı, boydan boya 15 dakikada yürünecek sahilde bir tur atın. Osmanlı zamanından kalma, günümüzde müze olarak hizmet veren caminin olduğu noktadan başlayarak kıyıdaki kafelere, restoranlara bir göz atıp kendinize sonrasında soluklanacağınız yerler belirleyin.
15 dakikada sonuna ulaşacağınız sahil şeridi adayı tanımanın en hızlı yolu. Karşınıza çıkacak mekanlarda İngiltere ve Avustralya bayrakları görürseniz, sizi Türkçe selamlayan garsonlarla karşılaşırsanız şaşırmayın. Meislilerin bir kısmı Avustralya’dan geliyormuş, yılın bir dönemini burada geçirip sonra geri dönüyormuş. Kaş’a bu kadar yakın olan bir adada da birkaç sözcük Türkçe bilen garson veya mekan sahibi ile karşılaşmak oldukça normal.
2. Ahşap Balkonlu, Rengarenk Meis Evlerini Fotoğraflayın:
Sahil turu esnasında farklı renklere boyanmış evler sizinle olacak. Eski tip, ahşap balkonlu bu tatlı binalar tam fotoğraf çekmelik. Boyaları yepyeni gibi duran bu lokum evler adanın bir kartpostaldan fırlamış gibi duran görüntüsünün de sembolü. Evler o kadar bakımlı ki nasıl bu böyle kalabildiklerini düşünürken kendinizi bir anda Yunanistan’a ve Meis yerel halkına övgüler yağdırırken bulmak hiç de zor olmuyor. Gerçekten de Yunanistan’a bu kadar uzak bir noktanın, turizm değerlerine böylesine sarılması her yerde karşınıza çıkacak bir şey değil. Keyfini çıkarın, bol bol fotoğraflayın.
3. Ara Sokaklarından Tepeye Çıkarak Manzaraya Doyun:
Tabii Meis’in güzellikleri sahil şeridinden ibaret değil. Turistikoluk yapıp 6 saatinizi burada geçirmeye kalkmayın, kıyıya yakın ara sokaklara girip minik meydanlardan geçin ve tepeye doğru tırmanın. Tepeye çıkmak için sokak aralarında merdivenler göreceksiniz, kimseye sormanıza gerek kalmadan bu yolları takip edin. Kıyıya paralel ilerlerseniz yukarı çıktıkça adanın yüksekten görünümüne kavuşacağınız manzaraya ulaşacaksınız.
4. St. George Kilisesi’ni Görün, Çevresindeki İtalyan Etkili Sokakları Gezin:
Manzaraya doyduysak ara sokaklarda sarı, turuncu, somon renkli İtalyan etkili evlerin peşinden gidin. Teraslarda gelişigüzel duran sandalyeler, nostaljik masalar, evlerinin önünde bir şeyler içen teyzeler ya da bahçesindeki çiçekleri sulayan tonton amcalar Meis’in doğal hayatını da sunuyor. Bu sokakların sonunda bir meydana çıkacaksınız, burada Bizans mimarisinden detaylarla St. George Kilisesi’ni görebilirsiniz.
5. Bir Yunan Adası Klasiği Olarak Denize Karşı Frappe İçin, Yunan Tatlısı Yiyin:
Ada turunuzu bitirdiğinizde artık tatlı molası vermenin vakti de gelmiş demektir. Yunanistan klasiği olan Frappe’lerin tadına bakıp, lokal tatlılardan yiyebilirsiniz. Meis’te bunun için Stratos Cafe’ye oturabilirsiniz. Stratos’ta hem kahve ve Frappe çeşitleri, hem de günlük tatlı alternatifleri ile dondurma sizi bekliyor. Biz iki farklı tatlı, iki Frappe için 10 Euro ödedik.
6. Sahildeki Tekne ya da Botlarla Anlaşarak Mavi Mağara’ya Gidin, Aya Yorgi Koyu’nda Serinleyin:
Molanın ardından suyla buluşma vakti! Sahildeki bot ve teknelerle anlaşarak adanın sağ tarafında bulunan Aya Yorgi Koyu’na ve popüler duraklarından biri olan Mavi Mağara’ya gidebilirsiniz. Sıralamayı önce mağarayı görecek şekilde yaparsanız koyda 1 saat gibi bir süre ile yüzebilir, sonrasında teknenin sizi almasını isteyebilirsiniz. Söz mağaradan açılmışken, Akdeniz’in her köşesinde bir Mavi Mağara oluyor sanırım. 🙂
Su yüksekliği izin verirse bot ile mağara içine girmeniz de mümkün. Aya Yorgi Koyu ise Meis’te yüzmek için yakınlık ve su berraklığı açısından olabilecek en mantıklı nokta. Botlarla sadece mağara turu ya da sadece koya gidiş deniz taksi mantığı ile 5 Euro, iki rotayı birlikte yapmak için pazarlık sizi bekler!
7. Dönüş Teknesini Beklerken Ouzo Eşliğinde Yunan Lezzetlerinin Keyfine Varın:
Geldik Meis’ten ayrılmadan önceki son aktiviteye; tabii ki Yunan lezzetleriyle bir Ouzo keyfi yapmak! ‘Tamam da nerede yapacağız, Meis’te yemek nerede yenir’ diye sorduğunuzu duyar gibiyim. Hemen cevaba geliyorum. Dönüş teknemiz 4 civarı kalkacağı için biz yemek işini sona bıraktık ve 14:30 gibi önceden gözümüze kestirdiğimiz Lazarakis’e oturduk. Kıyıda deniz ürünleri yemek için birkaç güzel alternatif daha yer alıyor; sunum ve müşteri puanlaması için Foursquare’den de destek alabilirsiniz.
Mekanda çalışanlar bir miktar Türkçe biliyor, menüde anlamadığınız bir şey olursa yardım alabilirsiniz. Çok güneşli bir güne denk gelmediyseniz iskele üzerindeki masalar oturmak için tatlı olur, güneşli günler için bahçeyi de tercih edebilirsiniz.
Biz bu tarz yerlerde genellikle ortaya sıcak ve soğuk mezeler söyleyip birçok şeyi tatmaktan hoşlanıyoruz. Bu yüzden, Lazarakis’te de kendimize kızarmış kabak (6€), kızarmış kalamar (10€), Greek salata (5€), ızgara ahtapot (12€) ve 20’lik Ouzo’dan (9€) oluşan bir ziyafet çekmeyi uygun gördük. Biraz daha yerimiz olsa, Meis’in minik kızarmış karideslerinden de söyleyebilirdik ama artık bu kısım size kalsın.
Beni Instagram hesabım @nesemcelikkaya’dan takip edin, birlikte gezelim! Meis ve Rodos’la ilgili tüm fotoğraflarım ve Instagram notlarım için #journavelgreece etiketine, Akdeniz seyahatimizde görme fırsatı bulduğumuz Kaş ve Fethiye notları için de #journavelakdeniz etiketine bakmanızı öneririm.
Bu turun ilk rotası olan SELİMİYE GEZİ notları için buraya tıklayın.