Kotor Körfezi’nin tatlı sahil kasabası Kotor!dayız! Kotor, İtalyan dokusu, tablo gibi manzaraları ve yeşil panjurlu taş evleri ile sadece burada değil, Avrupa’daki favorilerimizden de biri. Adım atar atmaz eski İtalyan geçmişini hissettiğiniz film seti gibi sokakları ile mutlu eden ve kaleye doğru çıktıkça manzaraları ile büyüleyen sımsıcak bir yer burası. Kendisine olan hayranlığımızı ne kadar dile getirsek az. En iyisi bir an önce Kotor gezilecek yerler listemizi de içeren Kotor Gezi Rehberi’mize başlayalım!

Karadağ ve Kotor’un en sevdiğimiz özelliği hiç şüphesiz vizesiz olması. Ayrıca, para birimi de Euro olmasına rağmen halen ekonomik bir rota. Bu arada, kendisi bir Adriyatik kasabası. Yani, deniz tatilleri için iyi plajların ve turkuaz kıyıların garantisi demek!

Son olarak, Kotor’un çoğu mimarisi Orta Çağ döneminden Venedikliler’ ait. Zaten bu İtalyan etkisini de mimariden mutfağına kadar her şekilde hissedebiliyorsunuz. Kotor’u bu kadar sevmemizdeki nedenlerden biri de şüphesiz ki İtalyan kasabaları ile olan benzerliği!

KOTOR’DA NEREDE KALINIR

En merak edilen başlıklardan biri olan konaklama ile Kotor Gezi Rehberi’mize başlıyoruz. Biz Karadağ gezimizin tamamında Kotor’da konakladık. Zaten, tarihi ve kültürel bir gezi yapmak istiyorsanız Kotor’da kalmak en mantıklısı. Deniz tatili için geliyorsanız o zaman Budva, marina çevresinde kalmak isterseniz Tivat, sakin bir kasaba konaklaması istiyorsanız Perast’ı değerlendirebilirsiniz.

Karadağ’ın genelinde apart gibi işletilen ev konaklamaları çok yaygın. Üstelik, çok da ekonomik oluyorlar. Bizim tercihimiz Guesthouse Anita oldu. Kotor’dan Dobrota’ya giden sahil üzerinde bir ev. Hem ekonomik bir seçenekti hem de çok rahattı. Sakin bir ortamı var ve çevresinde araba için ücretsiz park yeri de oluyor. O yüzden, bu evde konaklamayı kesinlikle tavsiye ederiz. Ayrıca, Kotor’a mesafesi de 1 km kadar.

KOTOR GEZİ REHBERİ:

KOTOR GEZİLECEK YERLER

Her yeri 1,5 günde gezilecek küçük ama dolu bir kasaba! Vaktinizi verimli kullanmak için ilk önerimiz kaleye çıkmanız, ardından ara sokaklarında gezinip ana mimarilerini görmeniz. Old Town bölgesini gördükten sonra körfezde bot turu, Kotor çevresindeki plajlar ve yakınlarda gezinti bu çevredeki diğer aktiviteler arasında.

1. Piazza of the Arms:

Kotor surlarından eski şehir merkezine girdiğiniz ilk yer Ordu Meydanı’na çıkıyor. Meydanda belediye binası, eskiden tiyatro olarak hizmet veren bir otel, 17. yüzyılda yapılan bir saat kulesi ve çevresindeki kafeler var.

2. Saat Kulesi:

Piazza of the Arms’da göreceğiniz saat kulesi, 1602 yılında yapılmış. Ancak, 1667 yılına gelindiğinde halen tam olarak bitmediği için o yıl gerçekleşen depremde zarar görerek yana doğru eğilmiş. Zamanla düzeltilmeye çalışılsa da başka bir depremde de aynı şekilde eğik haline geri dönmüş.

Saat kulesinin önünde bir üçgen şekilli bir Utanç Sütunu var. Burası, hapishanesi olmayan Kotor’da, Orta Çağ döneminde suçluların getirilip halk önünde teşhir edilerek utandırıldığı nokta.

3. Kotor Old Town:

Gezi noktaları bir yana, Kotor’un şehir surları ile çevrili old town sokakları da bir film setinde farksız. Eski şehri keşfetmenin en güzel yolu da ara sokaklarında gelişigüzel dolaşmak zaten. Burası ayrıca Akdeniz’in de en iyi korunan old town merkezlerinden biri.

Buranın her köşesinde bir Orta Çağ dokusu görmek mümkün. Yeşil panjurlu ve bol merdivenli evler, sokak arası meydanlar, tatlı kafeler ve küçük butikler… Yine de turistik noktalardan ne kadar uzağa gidilirse bizce o kadar güzelleşiyor.

4. St. Tryphon Katedrali:

Kotor’daki iki Roma Katolik kilisesinden biri olan St. Tryphon Katedrali, 809 yılında şehrin koruyucusu St. Tryphon adına yapılmış. Diğer adıyla Aziz Trifon, bir dönem Anadolu’da yaşamış. Orada öldükten sonra ise Venedikliler azizin kemiklerini kendi topraklarına götürmek istemiş.

Fırtınalardan Venedik’e ulaşamayıp Kotor’da kalınca ve bir türlü ayrılamayınca azizin kemiklerini saklayacakları bu katedrali inşa etmişler. Katedral uzunca dönem kullanılmış. Ancak, 1667 yılında gerçekleşen büyük depremde çok fazla zarar görünce dış cephesi tamamen yıkılıp yeniden yapılmış.

Yenilenme aşamasında Barok çan kuleleri de eklenen katedral, bugün Kotor’un en değerli mimarilerinden biri olarak Kotor Katolik Psikoposluğu’nun merkezi. Katedralin içinde çok değerli duvar resimleri, taş süslemeler ve altınla gümüşten yapılan rölyefler var. Müze ve katedralin girişi ücretli.

5. Sveti Luka Kilisesi:

Burası, 1979 yılında gerçekleşen depremde Kotor’da zarar görmeyen tek yapı. Sveti Luka Kilisesi, eski şehrin ünlü meydanlarından biri olan Piazza Greca’da yer alıyor. Hem Bizans hem de Romanesk stilin detaylarını içeren bu yapı, 1195 yılında bir Katolik kilisesi olarak inşa edilmiş. Ancak, daha sonra hem Katolik hem de Ortodoks mezhebine hizmet etmiş. Sveti Luka Kilisesi, iki mezhebe ait iki sunağa ev sahipliği yaptığından Hristiyanlar için oldukça önemli.

6. St. Nikola Kilisesi:

Karadağ’ın çok kültürlü kimliği ona çok sayıda dini mimari kazandırmış. İşte burası da Kotor’da yaşayan Sırplar için yapılan bir diğer Ortodoks kilisesi. Bugün St. Nikola Kilisesi’nin bulunduğu yerde daha önceden yine bir Ortodoks kilisesi bulunuyormuş. Çıkan yangında yıkıldıktan sonra, 1902 yılında yerine St. Nikola yapılmış ve kilisenin inşaatı 1909 yılında tamamlanmış.

7. Maritime Museum:

Konumu itibariyle Karadağ’ın ve Kotor’un tarihinde denizciliğin ne kadar önemli olduğunu tahmin etmek zor değil. Kotor’un tarihi ve denizcilik konusundaki geçmişini anlatan bu müzeyi de listenize ekleyebilirsiniz. Müze koleksiyonu içinde fotoğraf, üniforma, resim, silah ve gemi maketleri var.

Ayrıca, her ne kadar ana teması denizcilik olsa da Kotor ve Karadağ kültürüne ait etnografik öğeler de içeriyor. Müzenin Kotor’ın tarihi anlarını betimleyen kabartmaları da görülmeye değer. Girişi ücretli.

8. Kotor Şehir Surları:

Eski şehir merkezini çevreleyen şehir surları kaleye çıkmayanlar tarafından es geçilsede oldukça önemli aslında. Şehir surlarının uzunluğu 4,5 km ve old town içinde gezerken karşınıza çıkacak farklı kapılardan oluşuyor.

Surların tamamında yürüyemeyecek olsak da kendisinin bu bölgede iyi bir trekking rotası olduğunu da söyleyelim. Farklı yükseklik ve diklikte yayılan surlarda yürüme deneyimini San Giovanni Kalesi’ne çıkarken gerçekleştirebilirsiniz. Ayrıca, manzaraları da çok etkileyici.

9. San Giovanni Kalesi:

Kotor’un Bob Ross tablolarını andıran manzarası için şehir surlarını tırmanıp gelmeniz gereken yer San Giovanni Kalesi. Bizce Kotor’daki en güzel aktivitelerden biri. Kaleye çıkmak için old town içinden geçen yolu takip ederek 1350 basamak çıkmanız gerekiyor. Belli noktalarda sık sık fotoğraf molası vereceğiniz için bir yandan da dinlenme şansınız var.

Turu tamamlamanız yaklaşık 3 saat alıyor. En uygun zaman kesinlikle sabah saatleri; çünkü öğleden sonra çok fazla sıcak bastırıyor. Kilise 08:00 – 20:00 arası açık olduğundan en iyisi 07:30’da yola çıkmak.

San Giovanni Kotor Kalesi rotası hakkında

Kaleye çıkmak gözünüzde büyüyorsa Our Lady of Remedy Kilisesi’nde fotoğraf çekip inebilirsiniz. En kalabalık nokta genel olarak burası. Fotoğraf için buranın açısı da oldukça yeterli. Bu küçük kilisenin önünde atıştırmalık ve içecek ihtiyaçlarınızı karşılayabileceğiniz ufak bir büfe de mevcut.

Bol tırmanmalı San Giovanni rotasına başlamak için iki nokta var. Biri Salad Square, diğeri St. Mary Kilisesi. Biz tırmanmaya Salad Square’dan başladık. Meydanın dağa sırtını veren tarafında dar bir sokak arası var. Buradaki yönlendirme tabelasını takip ederek çıkabilirsiniz. Rahat bir spor ayakkabı giymeyi unutmayın. Giriş ücretli.

KOTOR’DA DENİZE GİRİLECEK YERLER

1. Kotor Beach:

Kotor’da denize girilecek yerlerden birisi Kotor Beach. Limanın yanında kaldığı için biz çok güvenemedik ama burada yüzen çok kişi vardı. Merkezde yüzebileceğiniz başka yer yok. Zaten en güzel plajlar Budva tarafında.

2. Pirate Bar:

Konum olarak Peskovita’nın bir gerisindeki Pirate Bar, Perast’a gelenlerin ilk tercih ettiği plaj diyebiliriz. Yazın çok kalabalık olabiliyor, beach club gibi hizmet verdiğinden daima müzik var. Şezlong, şemsiye kiralanabiliyor. Ayrıca, restoranı ve barı da olduğu için vakit geçirmesi keyifli.

3. Bajova Kula:

Perast’a araçla geldiyseniz rahatça gidebileceğiniz, buraya 1 km uzaklıkta bir plaj. Suyu çok güzel, plajı biraz çakıllı. Şemsiye ve şezlong kiralanabiliyor. Ek olarak, işletmede bar ve restoran da var. Sakinliği ile oldukça güzel bir yer. Kotor Körfezi’nin de en sevilen plajlarından biri.

4. Morinj Beach:

Morinj’de Kotor ve Perast çevresinde popüler olan bir diğer plaj. Dağ ve ağaçlarla çevrili, kumlu çakıllı bir sahili var. Plajda kafe ve restoranlar da mevcut.

5. Budva Plajları:

Bizce en güzel plajlar Budva çevresinde. Bu yazımıza göz atmayı unutmayın: EN GÜZEL BUDVA PLAJLARI

KOTOR’A YAKIN GEZİLECEK YERLER

1. Perast:

Karadağ’daki bir diğer favorimiz Kotor’a arabayla 15 dakika uzaklıktaki Perast oldu. Araç trafiğine kapalı küçücük bir kasaba burası. Hatta, o kadar küçük ki sadece tek bir caddesi var. Doğasını bir kenara alırsak, St. George ve Our Lady of the Rock adlı iki mini adasıyla ünlü.

Üzerinde Meryem Ana’ya ithafen yapılan birer kilise olan adalar Karadağ’ın en güzel fotoğraf açılarından. UNESCO koruması altındaki tatlı Perast, turistik bir yer olmadığı için Kotor’a ve Budva’ya kıyasla çok daha sakin bir yer. Tam kafa dinlemelik!

PERAST GEZİ REHBERİ VE PERAST GEZİLECEK YERLER

2. Our Lady of the Rock Adası:

Our Lady of the Rock, Kotor Körfezi’nin Perast kıyısına doğru konumlanan iki adasından biri. Efsaneye göre her şey 1452 yılında bir denizcinin adanın bulunduğu noktadan bir Meryem ikonası bulması ile başlıyor.

İkonanın ardından, seferden başarıyla dönen her denizci için buraya bir kaya parçası bırakılıyor. Taşlar zamanla burada tamamen el ile yapılmış küçük bir ada oluşturuyor. Tam 200 yılın sonunda da ada bugünkü halini alıyor.

Ada üzerinde Bakire Meryem’e adanmış bir kilise ve arkeolojik bulguları içeren bir müze de var.

3. Budva:

Budva; yerleşik Türk nüfusunun çok fazla olmasından ve Türklerin Budva’da yatırım yapmayı pek sevmesinden dolayı, Karadağ’da Kotor’dan daha çok duyduğumuz bir kasaba. Karadağ’ın en turistik bölgesi olmakla birlikte dokusunun da biraz bozulmuş.

Yine de old town bölgesi Stari Grad, bu çevredeki tatlı mekanlar ve tabii ki Adriyatik kıyısındaki plajlarını düşünerek, kendisi Karadağ gezisinin olmazsa olmazı. Budva upuzun bir sahil şeridine sahip, haliyle plajları ile çok ünlü. Tüm bunların yanında gece hayatındaki iddiasını da atlamamak lazım tabii!

Budva hakkında detaylı yazımız: BUDVA GEZİ REHBERİ VE BUDVA GEZİLECEK YERLER

KOTOR’DA NE YENİR? YEME İÇME ÖNERİLERİ

Kotor’da ne yenir, nerede yenir diyenler için Karadağ Gezilecek Yerler ve Karadağ Gezi Rehberi’mize ayrı bir bölüm açmak istedik. Karadağ bir Balkan ülkesi olduğu için burada etin yeri ayrı. O yüzden, restoranlarda et ağırlı birçok yemek göreceksiniz. Genel olarak çoğu şey bizim damak tadımıza uygun.

Buraya gelmişken bir Balkan klasiği olan Cevapi köftesini de tatmayı unutmayın. Tabelalarda sık sık göreceğiniz Konoba ise Karadağ için lokal taverna demek. Konoba’lar fiyat olarak restoranın bir alt seviyesi oluyor. Bizim Dobrota tarafındaki Konoba deneyimimiz bizi pek mutlu etmediği için orayı öneremeyeceğiz. Diğer Karadağ yemek yerleri listemiz ise aşağıda.

1. BBQ Tangja:

Dışarıdan kasap gibi ama aslında salaş bir aile restoranı. Kasap bölümünden et alınabiliyor ya da burada oturup yemek yiyebiliyorsunuz. Arka kısmında bahçeli oturma alanı var. Porsiyonları çok dolu, garnitür mezelerle servis ediliyor.

2. Caffe Pizzeria Pronto:

Fiyat olarak çok çok makul. Adından da anlayacağınız üzere pizzaları ile ünlü bir mekan. Dilim pizzaları favoriler arasında, birçok çeşidi var. 

3. Bokun Bar:

Kotor’un sevdiğimiz barlarından biri. Ortamı ve müzikleri çok keyifli, atıştırmalıkları lezzetli.

4. Old Winery Wine Bar:

Gün içinde sıcaktan bunaldığımızda keşfettiğimiz bir şarap evi. Şarap menüsü oldukça detaylı. Ayrıca, kahve ve tatlı için de aklınızda olsun.

5. Letrika Caffe Bar:

Old town kalabalığından kaçmak isterseniz gelebileceğiniz sakin ve otantik mekan. Kotor’un en sevilen kafelerinden biri. Akşamları bar moduna geçiyor. Hafta sonları ise DJ performansları oluyor.

6. Authentic Pub Bandiera:

Burası da old-school, nostaljik bir bar. Gündüzleri yine kahve molası için oturulabilir.

KOTOR UCUZ MU?

Karadağ, Avrupa’da ve para birimi Euro olan bir ülke olmasına rağmen gerçekten de ucuz bir ülke.

Gezi maliyetine örnek verecek olursak, en pahalı yeri olan Kotor’da bile gecelik sezon öncesi en fazla €30 ödeyerek sahil kıyısında bir pansiyonda veya evde kalabilirsiniz. Konforlu bir otel arıyorsanız onu da €80’larda bulabilirsiniz ki bu rakam çoğu Avrupa ülkesinde düşük bir hizmet almaya eş gelir.

Yeme içme konusunda da özellikle et yemeklerinin fiyatları Türkiye ile kıyasladığınızda oldukça makul kalıyor. Büfe ve lokanta tipi yerlerde €13-€16’ya koca bir tabak et yemeği yiyebilirsiniz. Konfor arttıkça rakamlar artıyor ama lüks bir restoranda da kişi başı €65 civarında ödenir.

KOTOR’A NE ZAMAN GİDİLİR

Karadağ iklim olarak daima ılıman, yani Kotor’a her zaman gelinir. Rahat rahat gezmek, Adriyatik plajlarının keyfini çıkarmak ve tiril tiril gezmek için en uygun zaman Mayıs – Ekim arası. Yaz aylarında turistik kalabalık çok oluyor, bahar ayları daha makul bir alternatif. Biz Kotor’a Mayıs ayı sonunda gittik. Hava Temmuz’dan farksızdı ve gezimiz çok güzel geçti.

KARADAĞ VİZE İSTİYOR MU?

Karadağ Türklerden vize istemiyor. Uçuşunuzu direkt olarak Karadağ’a yaptığınız sürece Schengen vizeniz olmadan buraya gelebilirsiniz.

Seyahat önerileri ile birlikte Kotor’da gezilecek yerler listemizi de içeren Kotor Gezi Rehberi’mizin sonuna geldik. Tüm gezi notlarımıza ve fotoğraflarımıza Instagram’da @nesemcelikkaya hesabından ulaşabilirsiniz. Bizi takip edin, birlikte gezelim!