Macaristan’ın başkenti Budapeşte; tarihi ve kültürel noktaları, termal hamamları, mekanları ve renkli gece hayatı ile Avrupa’nın en güzel şehirlerinden. Tuna Nehri’nin böldüğü Buda ve Peşte şehirlerinin birleşiminden oluşan şehir, yürüyerek gezebileceğiniz kolay bir rota. Budapeşte’nin ülkemizde bu kadar popüler bir rota olmasının ana nedenlerinden biri, uygun fiyatlı bir şehir olması. Ve tabii ki hiçbir Avrupa şehrine değişmeyeceğimiz eğlencesi! Kemerleri bağlayın! Budapeşte’de gezilecek yerler listemizi ve gitmeden önce bilmeniz gereken tüm bilgileri içeren Budapeşte Gezi Rehberi’mize başlıyoruz!

BUDAPEŞTE’DE NEREDE KALINIR

Budapeşte gezilecek yerler listemize başlamadan önce en çok sorulan sorulardan birine açıklık getirelim. Budapeşte’de konaklama için merkezi bir tercihte bulunmanızı öneririz. Örneğin; bizim konakladığımız Paulay Downtown Apartments, apart olarak hizmet veren bir yer. Konumu çok merkezi, konforlu ve yürüyerek gezmeye oldukça uygun. Çok da memnun kaldığımız için tavsiye edebileceğimiz bir yer.

Ayrıca, Budapeşte Otel Tavsiyeleri ile ilgili yazdığımız geniş kapsamlı rehberi de okuyabilirsiniz:

BUDAPEŞTE’DE NEREDE KALINIR | BUDAPEŞTE EKONOMİK OTEL TAVSİYELERİ

BUDAPEŞTE GEZİLECEK YERLER

Yürüyerek çoğu yerini gezebileceğiniz kompakt bir şehir Budapeşte. Tarihi mimarisi, lezzetli mekanları, eğlenceli ruin barları ve termal deneyimi ile Avrupa’nın en keyifli şehirlerinden. Aşağıdaki rotayı takip ederek kendinize şehirdeki tarihi mekanları göreceğiniz güzel bir yürüyüş rotası çıkartabilirsiniz. Bu arada, termal havuzlara da gidecekseniz gezi rotasına ek olarak en az yarım gün daha vaktiniz olmalı.

1. St. Stephen’s Bazilikası:

Macaristan’ın en büyük kiliselerinden biri olan St. Stephen Bazilikası, Parlamento Binası ile birlikte Budapeşte’nin en uzun mimarilerinden biri. 1905 yılında tamamlanan kilisenin inşaatı 54 yıl sürmüş. Bulunduğu yerde daha önceden bir tiyatro yapısı varmış. Kilisenin adı, Macaristan’ın ilk kralı olan St. Stephen’dan geliyor. Kilise içindeki müzede sanat çalışmalarına ek olarak kendisinin kutsal sayılan sağ eli de mevcut. Böyle yazdık ama bir garip oldu bir yandan da…….

Bir Katolik kilisesi olan St. Stephen, Neo – Klasik mimarisi ile dikkat çekiyor. Panoramik manzara seviyorsanız, kilisenin 86m uzunluğundaki çan kulesine de çıkabilirsiniz. Kiliseye giriş ücretsiz ama 200 HUF bağış yapmanız gerekiyor. Çan kulesine çıkmak ise kişi başı 1000 HUF. Manzara için 364 basamak tırmanmak gerek.

2. Vörosmarty Meydanı:

Budapeşte’nin en turistik noktalarından biri olan Vörosmarty Meydanı, şehrin en önemli etkinliklerinin ev sahibi. Meydanın konumu hem Tuna Nehri kıyısına hem de Budapeşte’nin alışveriş caddelerine çok yakın. Noel pazarının da kurulduğu Vörosmarty Meydanı çevresinde çok sayıda mağaza, restoran ve kafe var.

Buraya gelmişken, Budapeşte’nin en ünlü alışveriş caddesi Vaci Utca’ya uğramayı ihmal etmeyin.

3. Szechenyi Chain Bridge:

Budapeşte’nin simgelerinden Chain Bridge; Tuna Nehri üzerinde, Buda ve Peşte bölgelerini birbirine bağlayan zincirli bir asma köprü. Taş köprü, 1849 yılında tamamlanmış ve şehrin silüetine de gerçekten çok yakışıyor. İkinci Dünya Savaşı’nda zarar gören köprü, 1949’da yeniden inşa ediliyor. Haliyle, şu an göreceğiniz hali de aslında ikinci yapımdan günümüze uzanan hali.

Budapeşte’ye gelip burada yürümek bir klasik. Ancak, kış aylarında Tuna’dan esen rüzgarla hafiften sersemliyorsunuz o başka. 🙂 Fotoğraf çekmeyi seviyorsanız, buradan iyi manzaralar yakalarsınız.

4. Budapeşte Parlamento Binası:

Chain Bridge’de yürürken de göreceğiniz Budapeşte Parlamento Binası, Tuna Nehri kıyısında, Peşte bölgesinde yer alıyor. Neo – Gotik mimarisiyle şehrin en güzel mimarilerinden biri olan Parlamento Binası 1902’den beri ziyarete açık. Yapının bir diğer özelliği; St. Stephen Bazilikası ile aynı uzunlukta olması. Bu, din ve devlet işlerinin arasındaki dengenin sembolü.

Parlamento Binası, bugün Macaristan’ın en büyük ve en geniş mimarisi. Meclis tarafından yalnızca bir bölümü kullanıldığı için, diğer alanlar ziyarete açık. Cephe işlemeleri, heykel süslemeleri ve iç mekan dekorasyonu ile gerçek anlamda bir mimari şov. Parlamento Binası’na giriş ücreti kişi başı 6700 HUF, 6-24 yaş arası için 3500 HUF. Nisan – Ekim ayları arası 08:00 – 18:00, Kasım – Mart ayları arası 08:00 – 16:00 arası gezebilirsiniz.

5. Shoes on the Danube Bank:

Parlamento Binası’nın Tuna kıyısından Chain Bridge’e doğru yürüdüğünüzde Shoes on the Danube Bank anıtını göreceksiniz. Burası, II. Dünya Savaşı esnasında bu kıyıda kıyafetleri ve ayakkabıları çıkartılarak kurşuna dizilen Yahudiler’in anısına yapılmış.

Budapeşte’de doğup yaşayan yönetmen Can Togay’ın fikri ve tasarımı ile Macar heykeltıraş Gyula Pauer tarafından yapılan bu anıt 60 çift demir ayakkabıdan oluşuyor. Modelleri birebir o döneme ait olan ayakkabıların yanlarına çiçek ve mum bırakmak buranın bir ritüeli.

6. Fisherman’s Bastion:

Budapeşte’nin en güzel yerlerinden biri olan Balıkçı Tabyası, şehrin balıkçılara emanet edilen istihkam alanı. Tabya adı, bölgenin savunma amaçlı kullanımından geliyor. Çünkü, eskiden balıkçılar sadece balık satmak için değil aynı zamanda şehrin savunmasında da görev alıyormuş.

Disneyland’daki Uyuyan Güzel Şatosu’nu andıran Neo – Gotik stildeki kuleler, şehri gözetleme amacıyla yapılmış. Günümüzde de Budapeşte’de fotoğraf için en iyi noktalardan biri. Tabyanın panoramik manzaralı yedi kulesi, Macar kavimlerinin liderlerlerini temsil ediyor. En uzun olanına ayrı bir ücret ödeyerek çıkabilirsiniz; ama biz pek gerek duymadık.

Fisherman’s Bastion bölgesine giriş gece gündüz ücretsiz. Şehrin en turistik bölgesi olduğundan sabah 11:00 itibariyle kalabalıklaşıyor. Gün doğumu zamanı ve 08:00-09:00 arası en ideal saatler. Tabyanın teras ve şapel gibi özel alanlara girmek için girişteki gişeden bilet alabilirsiniz. Chain Bridge üzerinden Buda Kalesi ya da Fisherman’s Bastion’a giderken Castle Hill Finiküleri’ni kullanabilirsiniz.

7. Matthias Kilisesi:

Fisherman’s Bastion’un hemen arkasında kalan Matthias Kilisesi, Holy Trinity Meydanı’nda yer alan bir Katolik Kilisesi. Kilise ilk olarak 1015 yılında ve St. Stephen döneminde Romanesk stilde inşa edilmiş. Bugün göreceğiniz kilise, 14. yüzyılın ikinci yarısında yapılan Gotik stildeki mimariden oluşuyor.

Macaristan’ın en büyük kiliselerinden biri olan Matthias Kilisesi, Buda şehrinin de en büyük ikinci kilisesi. Bu görkemli mimarinin bir diğer özelliği de Buda’nın taç giyme törenlerine ve kraliyet ailesinin özel günlerine ev sahipliği yapması.

Kilise, Pazar günleri hariç sabah 09:00’da ziyarete açılıyor, giriş ücreti kişi başı 1800 HUF. Yapıya ayrı bir güzellik katan çan kulesine giriş ise yine kişi başı 1800 HUF. Çan kulesi, her gün 10:00 – 17:00 arası ziyarete açık.

8. Buda Kalesi:

Tarihte Kraliyet Sarayı olarak kullanılan Budin Kalesi, günümüzde Budapeşte’nin önemli müzelerine ev sahipliği yapan bir kültür – sanat bölgesi. Matthias Kilisesi’nden yürüyerek ulaşabileceğiniz kale, ilk olarak 1265 yılında tamamlanmış. Ancak, daha sonra çok defa yenilik ve onarım geçirmiş.

Kale, Budapeşte’nin Orta Çağ dokulu sokaklarının ve idari binalarının bulunduğu, ilk yerleşim bölgelerinden olan Castle Hill’de. Castle Hill finiküleri ile gelebilirsiniz. Zira, yürüyerek yokuş tırmanmak biraz yorucu.

Günümüzde Macar Ulusal Galerisi’ne, Tarih Müzesi’ne, Kimya Müzesi’ne, Szechenyi Kütüphanesi’ne ve Askeri Müze’ye ev sahipliği yapıyor. Bu arada, kalenin Tuna’ya bakan terasları da oldukça etkileyici. Macar sanat koleksiyonunu içeren Ulusal Galeri’ye giriş ücreti kişi başı 3200 HUF.

9. Gellert Tepesi:

Tuna’ya bakan Gellert Tepesi, panoramik manzarası ile şehri kuş bakışı izlemeyi sevenler için ideal bir nokta. Tepenin adı, Budapeşte’de Hıristiyanlığı yaymak için çalışan ancak Paganlara karşı verdiği mücadele esnasında tepede öldürülen psikopos Aziz Gellert’ten geliyor. Gellert Tepesi, bol yeşilli bir manzara noktası olduğu kadar çevresindeki tarihi anıtlarla da önemli. Bu anıtlardan biri de Aziz Gellert’e adanıyor.

Tepedeki yerler arasında; Macar heykeltıraş Strobl tarafından yapılan Özgürlük Anıtı, Avusturya – Macaristan dönemine ait Habsburg Kalesi ve bir mağara kilisesi var.

Tuna Nehri ile birlikte UNESCO koruması altında olan bu tepe, Osmanlı döneminde Gürz İlyas Bayırı adını almış. Tepede bu döneme ait bir türbe de var. Ulaşımı Buda Kalesi’ne kıyasla daha zor olduğu için otobüsle ya da tram’la gelmek daha iyi olur.

10. Gellert Termal Hamamı:

Budapeşte, tarihi noktalarıyla olduğu kadar kaplıca ve hamamları da ünlü. Şehir merkezindeki en ünlü seçeneklerden biri de Gellert Tepesi’ne çıkan yolun başında bulunan Gellert Termal Hamamı. Özellikle, şehirde vaktiniz varsa Budapeşte’ye gelmişken bu deneyimi de yaşamanızı tavsiye ederiz.

Daha önceden de farklı hamam yapılarının bulunduğu bölgede Art Nouveau mimarisiyle 1918 yılında açılan Gellert Termal Hamamı, Avrupa’daki en değerli Art Nouveau yapılarından biri kabul ediliyor. Gellert Hotel’in bir bölümü olan termal hamamda açık ve kapalı özelliklerle 10 havuz mevcut. Hamamda jeotermal havuzların yanı sıra masaj alanı da var. Ayrıca, olanak bakımından oldukça zengin bir yer.

Havuzları kullanmayacaksanız ama yine de hamamı gezmek istiyorsanız Salı, Perşembe ve Cumartesi günleri 11:00 – 15:00 arasına 2000 HUF ödeyerek tesisi gezebilirsiniz. Masaj paketlerinin ayrıca fiyatlandırılıyor, websitelerinden inceleyebilirsiniz. Hamam öğleden sonra kalabalıklaştığı için en güzeli sabah saatlerinde gelmek.

11. Liberty Bridge:

Budapeşte’nin Tuna Nehri üzerinden, Buda ve Peşte bölgelerini birbirine bağlayan bir diğer güzel köprüsü de Liberty Bridge. Yani, Özgürlük Köprüsü. Bir ucunda Gellert Hamamı, diğer ucunda şehrin ana pazar alanı olan Central Market Hall var. Köprünün her iki yakası da Budapeşte’nin turistik noktalarına çıkıyor.

İlk olarak 1896 yılında tamamlanan köprü, İkinci Dünya Savaşı esnasında tahrip olduktan sonra Millenium World Exhibition’ın bir parçası olarak 19. yüzyılın sonunda yenilenmiş. Liberty Bridge, yeşil rengi ve Art Nouveau detaylarıyla oldukça dikkat çekici.

12. Central Market Hall:

Macaristan’ın en büyük eski pazarı olan Central Market Hall, şehrin ilk belediye başkanı Kamermayer tarafından yapılmaya başlanıp 1897 yılında açılmış. Alışveriş caddesi Vaci Utca’nın sonunda ve Liberty Bridge’in başında bulunan büyük pazar üç kata yayılan, hayli geniş bir alana hakim.

Giriş katında daha çok et, şarküteri, hamur işi ve çiftlik ürünleri var. İkinci katında ise yemek yerleri ve hediyelik eşya dükkanları. En alt katta ise kasap ve balıkçı tezgahları mevcut.

Central Market Hall, Pazartesi’den Cumartesi’ye her gün sabah 06:00’da açılıyor. Pazartesi günleri 17:00’de, Salı’dan Cumartesi’ye 18:00’de, Cumartesi günleri 15:00’te kapanıyor. Gezmek için en ideal gün Cumartesi; ancak mutlaka erkenci olmak gerek.

13. Dohany Street Synagogue:

Dünyanın en büyük ikinci sinagogu olan Dohany Sinagogu, Jewish Quarter olarak bilinen 7. bölgede yer alıyor. Macaristan’da yaşayan Yahudilerin kurduğu iki büyük organizasyondan biri olan Neolog’ların merkezi konumundaki sinagog 3.000 kişilik bir kapasiteye sahip. Dohany Sokağı Sinagogu, Budapeşte’nin dini yapılarından farklı olarak Mağribi stilinde yapılmış. İç dekorasyonunda Kuzey Afrika ve Orta Çağ İspanya’sından ilham alan İslami detaylar kullanılan sinagogda Yahudi kültürünü aktaran bir müze ve arşiv bölümü de var.

Sinagog, Cumartesi günleri ziyarete kapalı. Diğer günlerde saatler mevsime göre değişiklik gösteriyor. O yüzden, gitmeden önce internetten kontrol etmenizi öneririz. Tüm alanları ve sinagogu gezmek için giriş ücreti kişi başı 5000 HUF. Buradan sonra, istikamet Özgürlük Meydanı. Bol yeşilli bu halka açık meydan, akşamüstü yürüyüşü için ideal.

14. Macar Devlet Operası:

Neo – Rönesans stili mimarisi ve Barok detayları ile Budapeşte’nin en güzel binalarından biri olan Macar Devlet Opera binasına geldi sıra. Burası Avusturya – Macaristan imparatoru Franz Joseph I tarafından yaptırılmış. Yapımına 1875 yılında başlanan ve 1884 yılında açılan opera binası, günümüzde şehrin en önemli sanat komplekslerinden biri.

Giriş ücreti 2500 HUF ve ücrete rehberli tur da dahil. Her gün 14:00, 15:00 ve 16:00’da İngilizce olarak gerçekleştiriliyor.

15. New York Cafe:

1894 yılında açılan ve şu an otel olarak hizmet veren New York Sarayı’nın bir parçası olan kafe, bir zamanlar yazarların ve entelektüel kesimin favorisiymiş. Şimdi ise Budapeşte’nin en popüler ve en lüks mekanlarından. Gerçekten de müze gibi bir mimarisi ve dekorasyonu var. Ayrıca, şehrin en iyi Barok stil örneklerinden de biri.

Oturmayacak olsanız bile gelip içini görebilirsiniz, kafe her gün 00:00’a dek açık. Yeme içme açısından fiyatlar pahalı. Önünde de daima inanılmaz bir sıra… Eğer, boş yer görüyorsanız es geçmeyin.

16. Vajdahunyad Kalesi:

Macaristan’ın 1000. yıl kutlamaları kapsamında maket olarak yapılan Vajdahunyad Kalesi, halkın yapıyı çok sevmesi sonrası 1904 – 1908 yılları arasında aynı şekilde inşa edilmiş. Kalenin belirli bir stili yok; birçok farklı akımdan ve Romanya’daki Hunyad Kalesi’nden detaylar içeriyor. Kale, bugün Macar Tarım Müzesi’nin ev sahibi. Yeterli vaktiniz varsa, önündeki gölet ve çevresindeki park alanı ile listeye dahil edin deriz.

17. Budapeşte Güzel Sanatlar Müzesi:

Vajdahunyad Kalesi’nin çok yakınındaki Güzel Sanatlar Müzesi, şehrin önemli noktalarından Kahramanlar Meydanı’na komşu. 1900 – 1906 yılları arasında Eklektik Neoklasik tarza yapılan güzel binasında, Avrupa sanatının tüm dönemlerinin yanı sıra Avrupa’dan ve Macaristan’dan sanat çalışmaları kronolojik olarak sergileniyor.

Müzede antik Mısır, antik dönem, 13. – 18. yüzyıl arası resimler, Orta Çağ’dan 17. yüzyıla heykeller, modern sanat dönemi ve grafik koleksiyonu gibi bölümler mevcut. Müze Pazartesi günleri kapalı, diğer günler 10:00 – 18:00 arası ziyarete açık. Giriş kişi başı 3200 HUF.

18. Terör Evi Müzesi:

Alman işgali sırasında nazilerin, komünist dönemde ise devletin sorgu ve işkence için kullandığı eski karakol binası, Orta ve Doğu Avrupa Tarih ve Toplum Vakfı tarafından bir müzeye dönüştürülmek amacıyla satın alınmış. Bir zamanlar burada esir tutulanlar ve türlü sebeplerle hayatını kaybedenler için bir anıt formunda yenilenerek House of Terror Museum’a çevrilmiş. Terör Müzesi, 20. yüzyıl Macar devletinin faşist ve komünist rejimleri ile ilgili detaylara yer veren geniş bir sergi içeriyor.

İşkencelerin yapıldığı hücreler, Nazi ve Sovyet dönemine ait objeler, o dönemi anlatan ses efektleri ve videolar… Tek sorun, röportaj ve video kayıtlarının bazılarında İngilizce alt yazı yok. Müze Pazartesi günleri kapalı, diğer günler 10:00 – 18:00 arası açık. Giriş kişi başı 3000 HUF.

19. Széchenyi Termal Hamamı:

1913 yılında tamamlanan Szechenyi Termal Hamamı, Budapeşte’nin en ünlü ve en çok ziyaret edilen kaplıcası. Osmanlı dönemi ile Türklerden alınan bu gelenek, artık Budapeşte’nin bir turizm klasiği olmuş durumda. Szechenyi Termali de bu klasiğin şehirdeki bayrak taşıyıcısı.

Kompleksin içerisinde dereceleri ve su özellikleri değişen 3 açık, 15 kapalı havuz var. Aynı Gellert Termal’inde olduğu gibi sauna, spa ve masaj olanakları da mevcut. Havuzlar doğal kaynak suyu içerdiğinden yıl boyunca açık. Avrupa’nın en büyük termal hamamı olan Szechenyi’yi ziyaret etmek için şehirdeki gezinize ek olarak en az bir yarım gününüz daha olmalı.

Gellert gibi burası da öğleden sonra çok ama çok kalabalıklaşıyor. Sabah erkenden gelmek en mantıklı seçim olur. Hamama giriş paketi hafta içi 6800 HUF, hafta sonu 7200 HUF. Alacağınız hizmete göre ödeyeceğiniz rakam değişiyor, tüm fiyatları siteden inceleyebilirsiniz.

BUDAPEŞTE GEZİ REHBERİ: SZIGET MÜZİK FESTİVALİ

Avrupa’nın en iyi müzik festivallerinden biri kabul edilen Sziget Müzik Festivali, her yıl Ağustos ayında eskiden Buda Adası olarak adlandırılan bugünün Obudai Adası’nda gerçekleşiyor. Budapeşte’nin en önemli kültür ve turizm etkinliği olan Sziget’in en sevilen festivallerden biri olma nedeni; line-up’larının yanı sıra program kapsamında gün boyu süren kültür ve sanat aktivitelerine ve farklı temalarda planlanan partilere de yer vermesi.

Festival, 7 gün boyunca sürüyor ve biletler çıktığı gibi bitiyor. İşin aslı, program o kadar dolu oluyor ki Sziget için Budapeşte’ye ayrıca gelmek gerek. Zaten, festivalin olduğu hafta şehrin en kalabalık dönemlerinden biri. Haliyle fiyatlar daha yüksek ve konaklama seçenekleri çok erkenden, hızlıca doluyor. Erken hareket ederseniz şehri gezmeyi festival başlamadan önceki 2-3 güne denk getirip sonrasında da Obudai Adası’na geçebilirsiniz. Yaşasın bir taşla iki kuş!

Sziget Festivali, genellikle 6-17 Ağustos tarihleri arasında bir zamanda gerçekleşiyor. Detaylarını websitelerinden takip edebilirsiniz.

BUDAPEŞTE GEZİ REHBERİ:

RUIN BAR NEDİR VE BUDAPEŞTE’NİN RUIN BARLARI

Ruin bar için en basit tabirle harabe barlar diyebiliriz. Komünizmin sonrasında yıllarca bastırılmış sanat ve eğlence isteği her şeyin önünde gelmeye başlıyor. Bazı girişimciler de merkezdeki terk edilmiş metruk binaları alarak, hiçbir renovasyon yapmadan, etraftan topladıkları alakasız objelerle buraları dekore ediyor.

Duvarlar ve boş kalan alanlar sokak sanatçıları ve adı bilinmeyen sanatçıların çalışmaları ile donatılıyor. Sonunda da ortaya hippivari renkli mekanlar çıkıveriyor.

Eskiden bir açıkhava sineması olan Szimpla Kert, arkada koca bahçesi ve etrafında sıralanan odacıklardan oluşan, pub’dan şarap barına, nargilecisine, girişinde de bir tasarım pazarı kurulan ilk ruin bar. Bir diğer sevilen bar Instant; Szimpla Kert’e kıyasla daha fantastik bir dekorasyona sahip. Labirent gibi planlandığı için odalar arasında kaybolmak son derece olası.

Daha rahat bir servis anlayışına sahip Fogas Haz, parti kavramının uzağında sohbet edilebilecek tarzdaki Csendes Vintage Bar & Cafe, lüks ruin barlar sınıfındaki Mazel Tov ve Doboz da listeye eklenebilir.

BUDAPEŞTE’DE NEREDE NE YENİR

Budapeşte’de gezi noktalarından çok restoran, kafe, bar ve kahveci var. Bizim deneyip de sevdiğimiz yerleri de kısaca özetleyelim.

Kahvaltı ve brunch için Szimply ve Budapest Bagel, kahve için Kontakt ve My Little Melbourne Coffee, sokak yemekleri için Karavan, ruin barlardan Szimpla Kert, geleneksel ve tarihi mekanlardan Ruszwurm ve lüks ruin bar konseptli restoran Mazel Tov deneyip sevdiğimiz mekanlar oldu.

BUDAPEŞTE GEZİ REHBERİ: BUDAPEŞTE PARA BİRİMİ

Macaristan bir AB ülkesi olmasına rağmen para birimi Macar Forinti (HUF). Biz geziye gitmeden önce yanımıza Euro aldık. Sonra da Budapeşte’de Ibla Change döviz bürosundan Euro’muzu Macar Forinti’ne çevirdik.

Genel olarak halen uygun fiyatlı bir Avrupa rotası diyebiliriz. Konaklamadan yeme içme fiyatlarına kadar çoğu başlıkta neredeyse İstanbul’dan ucuz bir şehir.

BUDAPEŞTE GEZİSİ İÇİN KAÇ GÜN GEREKİR

Yürüyerek çok kolay gezilen bir şehir. Tarihi yerler ve mekanlar anlamında da oldukça zengin. Bizce Budapeşte’yi gezmek için 2 tam gün yeterli. Ancak, mekanların keyfini çıkarmak ve rahat bir gezi rotası takip etmek için 3-4 gün ideal.

BUDAPEŞTE’DE ULAŞIM

Biz havalimanı ulaşımı haricinde ihtiyaç duymadık ama Budapeşte’de otobüs, metro, tramvay ve troleybüs gibi çeşitli toplu taşıma araçlarının gayet geniş bir ağda hizmet verdiğini söyleyebiliriz. Toplu taşıma araçları için tek yön bilet 350 HUF. Eğer şoförden alırsanız o zaman 450 HUF ödüyorsunuz. Biletleri durakların yanlarında bulunan gişe ve otomatlardan alabilirsiniz.

Budapeşte Havalimanı’ndan Merkeze Ulaşım

Budapeşte Franz Liszt Havalimanı merkeze 16 km uzaklıkta. Havalimanından merkeze gelmek için otobüs ya da taksi seçeneklerinden birini tercih edebilirsiniz. Mesafe çok uzak olmadığı ve havalimanından sık sık merkeze giden otobüs bulunabildiği için biz otobüs kullanmayı tercih ettik. En ekonomik yöntem olduğundan genelde de böyle yapıyoruz.

Budapeşte Havalimanı’ndan merkeze gitmek için 100E ya da 200E numaralı otobüslerden birini tercih edebilirsiniz. İkisi ayrı rotaları kullandığı için gideceğiniz yere hangisinin gerektiğine internetten ya da Google Maps’ten bakmayı unutmayın. 100E için bilet kişi başı 900HUF, 200E için 450HUF. Biletlerini havalimanının içindeki BKK gişesinden alabilirsiniz, Macar Forinti ya da kredi kartı kullanabilirsiniz.

Budapeşte’de ulaşım ile birlikte Budapeşte Gezi Rehberi’mizin sonuna geldik. Tüm gezi notlarımıza ve fotoğraflarımıza Instagram’da @nesemcelikkaya hesabından ulaşabilirsiniz. Bizi takip edin, birlikte gezelim!

Budapeşte’ye gelmişken: VİYANA GEZİ REHBERİ VE GEZİ TAVSİYELERİ